Köylünün DSİ isyanı

Şile Kabakoz Köyü Deresi ıslah çalışmaları nedeniyle bölgede Haziran ayında başlatılan çalışmalar köylüyü çileden çıkarttı.

Kabakoz Köyü Deresi yakınlarında ikamet eden ve arazileri bulunan vatandaşlar yaptıkları açıklamada; “Dere ıslahına sözümüz yok. Belediye hizmetidir. Tabii ki yapılacak. Ama bizim tapulu arazilerimize girdiler ve ceviz, fındık ağaçları ile birlikte ekili alanlarımızı da talan ettiler. Hatta daha da ileri gidip köy mezarlığımızın arazisine de girerek atalarımızın kemiklerini sızlattılar” diyerek DSİ yetkililerine tepkilerini ifade ettiler.

Mağdur vatandaşlar, ıslah çalışmaları sırasında onlarca ağacın da kesildiğini söyledi. Vatandaşların bu şikayetleri üzerine köy muhtarı Murat Tonbul’dan konuyla ilgili bilgi aldık. Muhtar Tonbul yaptığı açıklamada; “Dere ıslahı için yapılan çalışmada muhtarlık ve köy halkı birlikte yetkililer ile toplantı yaptık. 5 m.’lik yürüyüş alanı olacak denildi bizlere. Ancak bu alanda çalışan müteahhit veya taşeron firma yetkililerine; ‘Ne yapıyorsunuz’ dediğimizde ise, ‘Biz devletiz, yaparız’ diyerek adeta kafa tuttular. Bizlere, ‘Dava açın ve hakkınızı arayın’ diyerek hoş olmayan bir üslup ile yaklaştılar. Bu nedenle biz de bugün mağdur arazi sahipleri ile birlikte jandarmaya şikayette bulunduk ve çalışmayı durdurduk” dedi.

Olayı yaşandığı yere gelen TURKÇEK İkinci Başkanı İsmail Yılmaz ise yaptığı açıklamada; “Kesilen ağaçlar, her ne kadar orman müdürlüğünün sorumluluğunda ise de şahıs arazisinde olan ağaçları, kesim olurunu arazi sahibinden almadan kesmeleri mümkün değil” iddiasında bulundu. Bir yaşlı köy sakini ise; “Ben burada ömrümü geçirdim. ‘Hizmet almak istemiyor musun’ diyerek kapımıza geliyorlar. Elbet de isteriz ama benim tapulu arazimi sen kafana göre girip talan edemezsin. Benimle birlikte büyüyen ağaçlarımızı, hatta benden yaşlı ağaçları kesemezsin. Siyaset olacak ama bakın İstanbul'da birkaç ağaç için ortalık ayaklandı. Buyurun gelin Kabakoz’a da görün, gerçek ‘çevre katliamı’ nedir? diyerek sert tepki gösterdi. Bir başka köy sakini de mezarlık yanında yapılan çalışma sırasında toprak kaymasından dolayı açılan bir mezardaki  kocaman bir deliği basın mensuplarına gösterdi.

Köylünün bu isyanını duyan DSİ yetkilileri ise ıslah çalışmasının yapıldığı bölgeye gelerek inceleme yaptı. Etüt Başmühendisi Mümtaz Altıparmak ve diğer yetkililer köy halkı ile konuşurken, olay yerine basın mensupları ile gelen muhtarı gören yetkililer bir anda yumuşak bir konuşma moduna geçerek; “Vatandaşın arazisine girilmiştir, doğrudur. Bu yapılan hatadır” diyerek, “Devlet olarak biz hatalıyız. Ne gerekiyorsa üstümüze düşeni yapacağız” dedi. Ancak köy muhtarı bu durumun; ‘Müracaat et zararını al’ şeklinde olamayacağını, ancak yargı yolu ile sonuca gidileceğini, bunun da ciddi masraf içerdiğine dikkat çekti. Bu teklifi de kabul eden Etüt Başmühendisi Mümtaz Altıparmak;”Yapacak bir şey yok. Dava açın ve paranızı alın. Ben de mahkemede, ‘Evet ben yanlış yaptım derim’ dedi. Ayrıca bir köy sakini, dere ıslahında çalışan firmanın kamyon ile kendi arazisindeki toprağı alarak bir başka şahsın bahçesinde kullanılmak üzere götürdüğü iddiası üzerine çağrılan müteahhit firma yetkilisi; ‘Evet ben yoktum ama bir mühendis arkadaşın tanıdığına yolladığı ‘doğru’ demesi üzerine gereken cezai işlemin yapılacağı yetkililerce açıklandı” dedi… Bütün bu olaylar meydana gelirken çevre katliamı ile ilgili ilçe belediyesinin sessiz kalması ise dikkat çekti.

Diğer taraftan, İSKİ tarafından köyde yapılan arıtma tesisi ile ilgili bir iddia da kafaları karıştırdı. Arıtma tesisi için döşenen kanal boruları ile Melen boru hattı için döşenen boruların aynı noktada çakışmasından dolayı tüm çalışmalar tekrar elden geçirilecekmiş. Şu anda arıtmada zaten enerji yok denildi. Yaşanan çevre katliamı ile ilgili mağdurlar; İbrahim Civelek, Mustafa Yavuz, H. İbrahim Usta, Mehmet Tonbul, Mehmet Kaçan, Köy Muhtarı Murat Tonbul ile birlikte Jandarma Komutanlığı’na giderek yetkililer hakkında suç duyurusunda bulundu.