İğne atsan yere düşmez
Burak Coşan imzasını taşıyan haberin detayları şöyle: Kartal’dan başladığımız yolculuk Bakırköy’de saat 01.30’da sona erdi. Gittiğimiz tüm hastanelerin acil servisleri ‘iğne atsanız yere düşmez’ denecek kadar kalabalıktı. Bazı hastanelerde yaşanan yoğunluk sebebiyle hastalara, sedyeye yatırılmadan serum bağlanırken, bazı hastanelerde ise acil müdahale edilmesi gereken hastalar sıra beklemek zorunda kalıyordu. Yaşanan bekleyişten dolayı güvenlik görevlileriyle kavga eden hasta yakınları, neredeyse gezdiğimiz tüm hastanelerde karşımıza çıkanlar arasındaydı. En ilginci ise bir acil serviste ‘enfekte atık’ kutusundan çıkan kedinin steril olması gereken acil müdahale odalarında rahatça dolaşmasıydı.
Hastanede kediler acil müdahale odasında
Hastane turumuza Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde devam ediyoruz. Acil servisin kapısından girebilmek bile mümkün değil. Hastalar doktorların kapısının önünde uzun kuyruklar oluşturmuş. Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin acil servisi 2 kediye de ev sahipliği yapıyordu. Kediler hastaların sedyelerinde, doğumhanenin kapısının önünde rahatça dolaşabiliyor. Hatta bir kedi önce ‘enfekte atık’ kutusuna girip ardından acil müdahale odasındaki hastaların yanına rahatlıkla gidebiliyor. Anadolu Yakası’ndaki hastanelerde son durak ise Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Yoğun nüfusun olduğu bölgedeki hastanede de kalabalık had safhada. Tomografi çekilmesi gereken birçok hasta sedyeler üzerinde sıranın kendilerine gelmesini bekliyor.
BİR ASKILIKTA 4 KİŞİYE TEDAVİ
Ümraniye’nin ardından Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeyiz. Diğerlerine göre nispeten daha az yoğunluğun yaşandığı hastanenin acil servisindeki kan alma bölümünde bir an önce tahlillerini yaptırmak isteyen hastaların birbirlerini ittirdiğine şahit olduk. Hasta veya hasta yakını olmadığımız halde acil servisin neredeyse her yerine rahatlıkla girip, çıkabildik. Güvenlik sürekli hasta yakınlarını uyarmasına rağmen, acil müdahale odalarında hastaların dışında, hasta yakınlarının oluşturduğu bir kalabalık hakim. Son olarak ise Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gittik. Doktora görünebilen ‘şanslı hastalar’ bu kez tedavi için sıra beklemek zorunda. Serum takılması için bekleyen hastalar yatak olmadığı için ya tekerlekli sandalye de ya da normal sandalyelerde hemşireler tarafından tedavi ediliyor. Serumların takıldığı askılıkları 4 kişi birden kullanıyor.
GRİP OLAN BİLE ACİL SERVİSTE
Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi: Hastane turu boyunca ve sonrasında birçok sağlık personeli ile hastane acil servislerinde yaşanan durumu konuştuk. Hemen hemen hepsi ‘hastanelere aşırı bir talep’ olduğunu söyledi. Bir sağlık çalışanı, “Basit bir grip geçiren hasta bile gündüz ya randevu alamadığı için ya da işinden izin alamadığı için acil servise geliyor. Mesai saatleri içinde de durum pek farklı değil. Hastaneler çok yoğun” dedi. Bir başka sağlık personeli de şunları söyledi: “Avrupa ülkelerinde gerçekten ‘acil’ durumu olan hastalar acil servise başvurabiliyor. Acil bir durumu olmadan acile giden hastalardan yüksek ücretler alınıyor. Bu da yoğunluğu azaltıyor. Ancak Türkiye’de herhangi bir sınırlama yok.”