Ramazan Çiftçi’yi kaybettik
Aslında bir telaştır hayat. Bir lokma ekmeğe, bir yudum suya, bir iş bulmaya, başını sokacak bir eve, geleceği garantilemeye, evlatları büyütmeye, yoktan var etmeye, acılara, hüzünlere, sevinçlere, gönül koymalara, didinmelere adanmış aslında kısacık bir zaman dilimi…
Sevinçlerin hazzını… Acıların hüznünü… Garipliğin boynu büküklüğünü... Çaresizliğin isyanını… Teslimiyetin tutsaklığını… Hepsini bir hayat içinde yaşarsın. Varsa yüreğin; mücadele edersin, yoksa gücün pes eder, ‘Kader’ dersin.
Ya boşu boşuna yaşarsın ya da dopdolu. Ya kendin için geçirirsin bir ömrü ya da umutları tükenmemişlere umut olmak için… Ya vicdanın belirler hayat yolculuğunu ya da nefsin… Ya hüzünlerden sevinç çıkarmayı becerirsin ya da acılar içinde boğulmaya mahkum kalırsın… Ya didinmekten yorulursun ya da yeni didinmeler için daha da güçlenirsin… Ya çaresizliğe isyandan sesin kısılır ya da yeni umutlara bağırmaktan ciğerlerin güçlenir... Ya kırıldıklarına sırtını dönersin ya da gönüllerini almak için çaba sarfedersin…
İşte Çekmeköy’ün gülen yüzü, ‘Çekmeköy Hedefimiz Gelişim Grubu’ kurucularından Özlem Çiftçi Hoca’nın eşi Ramazan Çiftçi Bey’in de hayat yolculuğunu vicdanı belirlemişti. Yetime, öksüze, garibe, gurebaya yeten gönlü artık var olmayacak ama biz Ramazan Amca’yı tanımış olanlar, O’nu Çekmeköy Ensar Camii’nden ebediyete uğurladığımız 21 Şubat 2014 Cuma gününe dek hiç kaybetmediği yaşama sevinci, azmi, vicdanı, gülen yüzü ve hiç dinmeyen hayalleri ile hatırlayacağız. Bu yalan dünyada bizleri mutlu etti, ebediyette çok mutlu olsun...