Keskin, noktayı koydu

Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımlanan röportajında önemli açıklamalar yapan...

Keskin, noktayı koydu

Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımlanan röportajında önemli açıklamalar yapan...

26 Şubat 2013 Salı 11:17
Keskin, noktayı koydu

Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımlanan röportajında önemli açıklamalarda bulunan CHP'nin Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, “Örgüt sokakta olmalı” dedi ve ikinci adam konusunda “Protokol yapısı tüzükte yazıyor. Orada, birinci sırada örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı yer almaktadır” diyerek noktayı koydu. Keskin, yeni örgüt anlayışını ise “Sivil bir silkinişi gerçekleştirip CHP'nin iktidara gelmesi için yepyeni insanların partiye katılması gerekir” diye özetledi.

 

 

İktidar umutları tazelenmeli CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, ‘sivil silkiniş' çağrısı yaparak ‘Sokak ve sandık başında örgütlenmeliyiz' dedi. CHP'nin örgütlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, "ikinci adam" tartışmalarıyla ilgili olarak "Partinin protokol yapısı tüzükte yazıyor. Orada, birinci sırada örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı yer almaktadır" mesajı verirken eski siyasetçilere bakış açısını da "Çorap reklamındaki gibi 'Jil geldi, eskileri atın' olmaz" sözleriyle eleştirdi. İşte o röportaj:

 

Keskin, yeni örgüt anlayışını "Sivil bir silkinişi gerçekleştirip CHP'nin iktidara gelmesi için yepyeni insanların partiye katılması gerekir. Sokak ve sandık başında örgütlenmeliyiz" diye özetledi. CHP grubunun en deneyimli ismi, Denizli Milletvekili Adnan Keskin'in siyasal yaşamı sosyal demokrat partiler ve içlerindeki çalkantıların özeti gibi. İnönü-Ecevit saflaşmasında Ecevit'in yanında yer alan Keskin, Erdal İnönü-Deniz Baykal arasındaki kurultay yarışlarında "Baykalcı" oldu, ardından Baykal'la yolları ayrıldı ve 13 yıl parlamento dışında kaldı. İl başkanlığından genel sekreterliğe, bakanlıktan düz parti üyeliğine iniş çıkışlarla dolu bir siyaset yaşamı var.

 

Son kurultayda yeniden "küllerinden doğan" Adnan Keskin'e sorularımız ve yanıtları şöyle:

 

Ne zaman aktif siyasete başladınız?

 

1970 yılında CHP'ye kaydoldum. Daha sonra il yönetim kurulunda yer aldım, bu süreçte 12 Mart döneminin sıkıntıları yaşanmaya başladı. ABD'nin isteği üzerinde özellikle

 

Deniz Gezmiş'le tanışıyor muydunuz, yan yana geldiniz mi bu eylemde?

 

Tanışmıyorum. Yan yana gelmedik. Onlar biraz baskıcı bir anlayışla bize taleplerini kabul ettirerek o etkinlikte söz sahibi, yönlendirici bir rol 'Herkes kendi üstlenmeye kalktılar. Fakat biz CHP adına düzenlediğimiz için onların sadece katılımına izin verdik. Ortaklaşa bir dayanışma içinde bu etkinliği sürdürmede anlaştık. Mitingden sonra herkes kendi yoluna gitti. Çivril ilk defa o zaman "fruko" tabir edilen toplum polislerini gördü. Ege'de çok kişinin ekmeği, aşı, harçlığı olan haşhaş ekimine sınırlama, yasak getirildi. Denizli'de de çok kişi yaşamını haşhaş ekimiyle sürdürdüğü için çok ciddi toplumsal tepkiler oluştu.

 

Fakat 12 Mart'ın o baskıcı ortamında o tepkileri dile getirecek, yüksek perdeden sergileyecek bir girişim sergileme*de çekince duyuluyordu. Ben çok genç yaşta, siyasal yaşamımın ilk etkin eylemine giriştim. Kendi ilçem olan Çivril ilçesinde köyleri dolaşarak, köylüleri örgütleyerek haşhaş ekimi yasağına karşı bir eylem düzenledik. Bu, belki Çivril'in gördüğü ilk siyasal eylemdi. Rahmetli Deniz Gezmiş ve arkadaşlar da bu etkinliğe katıldı.

 

Siyasal yaşamınız, sosyal demokrasinin tarihi gibi. Önemli satır başlarını özetler misiniz?

 

Ben il başkanı olduktan soma kendimi İsmet Paşa-Bülent Ecevit çekişmesinin içinde buldum. Rahmetli Hüdai Oral, Denizli'de CHP'nin duayeniydi ve ismet Paşa'nın karargâhındaydı. Ben ise Ecevit'e destek verdim, il başkanlığımı içselleştirmeyenler CHP'nin ideolojik tercihlerinin dışında kalan bir siyaset söylemi içinde olduğumdan söz ettiler, o dönemde meşhur olan komünist olduğum suçlamasını yaymaya çalıştılar.

 

1973 yerel seçimlerinde, 1950 seçimlerinde kaybedilen Denizli il belediye başkanlığını 23 yıl sonra partimize kazandırdık. Bu olayda sonra Adnan Keskin ismi kabul edildi. 1977'de Denizli milletvekili oldum. 3 yıllık milletvekilliğinden soma 12 Eylül'le beraber tekrar Denizli'ye postalandık. Sonra SODEP il başkanı oldum. 12 Eylül hareketinden sonra Denizli'de dışarıya dönük ilk sol hareketi ben gerçekleştirdim.

 

Uğur Mumcu, Deniz Baykal, Ali Topuz'u davet edip bir salon toplantısı yaptım. Deniz Baykal'la siyasetteki dirsek temasım bu toplantıyla başladı. Biraz duygusallık vardı. Hani bir çorap reklamı vardı "Jil geldi eskileri atın" diye slogan kullanıyorlardı. Her değişim döneminde yeniler eskiden siyaset yapmışlara biraz farklı bakarlar... 'Hizmet etme anlayışı korunmalı' - Yıllar sonra bu kez sizin için kurultaydan sonra "CHP'ye 70'lik taze kan" başlıkları atıldı... İnsanın yaşı elbette enerjisinin kısıtlanmasına katkı yapıyor, ama siyaset yalnız fiziki güçle yapılan bir şey değil. Siyasette önemli olan inançtır, kararlılıktır, iddia sahibi olmaktır. Toplumun esenliğini kendi esenliğinden daha önce görmektir. Borç ödeme, hizmet etme anlayışını koruduğu sürece fiziki güçsüzlükten kaynaklanan olumsuzluğu donanımla, kararlılıkla aşmasını bilmişimdir.

 

Örgütlerle ilgili hedef ve planlarınız neler?

 

İlk olarak, birikimli sosyal demokrat insanların CHP'ye kazandırılması gerekiyor. Bizim yandaş medyamız, holdingimiz, paramız yok. Sivil bir silkinişi gerekleştirip CHP'nin iktidara gelmesi yepyeni insanların CHP'ye gelmesiyle özdeştir. İkincisi, sivil toplum örgütleriyle ciddi bir organik ilişkiye girilmesi gerekiyor. İlk adımı attık, MYK'de 5 arkadaşımız bu konuda görevlendirildi. Üçüncüsü, toplumun en ücra köşelerine ulaşacak yeni bir örgütlenme modelini hayata geçirmemiz gerekiyor.

 

Mahalle bazında örgütlenme bu ihtiyacımıza cevap vermiyor. Bir mahallede 25-30 bin insan var, 15 tane önseçim delegesi ile sıcak ilişki kuramazsınız. Sokak, sandık bazında yeni bir örgütlenme gerekiyor. Örgütümüzün her gün heyecanını bileylemesi, umutlarını tazelemesi gerekiyor. Parti içi iktidara odaklanmaktan çıkıp merkezi iktidara odaklanması gerekir. Frekans farklılıkları korkutmaz'

 

"Yeni CHP" söylemi ve ulusalcı-liberal kanat tartışmaları konusunda ne düşünüyorsunuz?

 

Ben çok bir ayrışma görmüyorum. Bizim gibi bir kitle partisinde frekans farklılıkları korkulacak bir olay değil, tersine partinin zenginliğini ortaya koyacak bir tablodur. Kimse kendini "ulusalcı kanat" diye nitelendirmiyor. Bir partiye üye olan kişi, o partinin üyelik bildirgesine imza attıktan sonra kendine özgü bazı düşünce ve taleplerini partinin genel düşünce ve ilkelerine uyum sağlatmak, disipline etmek zorundadır. Hem imza atacaksınız, sonra da benim kendime özgü farklı düşüncelerim var diyerek dışa yönelik kendinizi pazarlamaya dönük girişimler sergileyeceksiniz. Bu olmaz. CHP'nin bütün değerleri, programı, topluma bakışı 6 okta simgelenmiştir. "Yeni CHP"den toplumdaki değişime göre temel değerlerimizden hedef kitlemizden, çözüm reçetelerinden sapmadan dünyadaki ve toplumdaki değişimlere uyum sağlayacak bir siyaset üslubunu devreye sokmayı algılıyorum.

 

Baykal'la yollarınız nasıl ayrıldı?

 

CHP yeniden açıldığında Baykal genel başkan oldu, ben genel başkan yardımcısı oldum, Ertuğrul Günay genel sekreterdi. Yerel seçimlerde beklediğimiz oy potansiyelini yakalayamadık, SHP-CHP birleşmesi gündeme geldi. Birleşmenin genel sekreterlik görevini ben üstlendim. 1999'a kadar genel sekreter oldum. 1998'deki kabinede de bakanlık görevini üstlendim. 1999'da barajın altında kalınca Sayın Baykal istifa etti. Bir müddet soma geri dönme çalışmaları başlattı. O konuda görüş ayrılığına düştük, barajın altında kalındıktan soma dönmesini etik bulmadım.

 

Sonraki ilk kurultayda Baykal'ın listesini delerek PM'ye girdim. 2002 seçimlerinde adaylık başvurusu yaptım, ama Denizli'de merkez yoklaması kararı alındı. Sayın Baykal akrabası olan birini birinci sırada gösterdi, beni listeye koymadı. 2007 seçimlerinde yeniden merkez yoklamasıyla aday belirleme kararı aldı, ben de "Kimseye kanımı içme zevkini vermeyeceğim, aday değilim dedim. 2011 seçimlerinde de önseçim yapılırsa adayım, dedim. Önseçimle aday oldum ve 13 yıl soma Denizli milletvekili olarak döndüm. İlişkilerimiz resmi gitti'

 

Baykal yollarınız ayrıldıktan sonra sizi İş Bankası yönetim kurulu üyesi yaptı. Bu nedenle, tüzük kurultayında divan başkanlığı için karşı karşıya geldiğinizde sizi vefasızlıkla suçlayanlar oldu... Vefasız davranmadım. Beni atadığı , zaman, "Buraya - "İkinci adamlık" tartışmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

İkinci adamlık nitelemesi, eski tüzükteki yapılanmanın getirdiği bir ifade. Genel sekreterlik bütün sol partilerde olduğu gibi etkin görev yapılan bir yerdi. Tüzük değişiklikten sonra yetkileri ve işlevleri değişti. Genel başkan, yeni MYK'yı eşitlerin yer aldığı bir kurum olarak değerlendiriyor. Aslında partinin protokol yapısı tüzüğün 39. maddesinde yazıyor. MYK maddesinde, birinci sırada “parti örgütü ve örgüt yönetimlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı” yer almaktadır. Yetki ve görevler atanmam siyasi kanaatlerimi ve değerlendirmelerimi etkilemeyecektir, siyasi inançlarımı koruyorum" dedim.

 

Sayın Baykal da dürüstlüğü ve çalışmalarına güvendiğim için atadım, dedi. Oradaki ilişkilerimiz çok resmi gitti, 3 yıl içerisinde iki kez ziyaretimiz olmuştur, bankadaki arkadaşlarla birlikte. Hep mesafeli olduk. Sayın Baykal'a çok haksızlık yapmamak gerekir, biraz da şanssız bir insan. Zaman zaman da genç olmanın, eğitimli olmanın, siyasette aranan birtakım özelliklerin kendisinde olduğuna ait inançla siyasal beklentilerinin aklın önüne geçmesine neden olmuştur.

 

Baykal, siyasete girdiğinde Türkiye'de sol, sosyal demokrasi aforoz ediliyordu, ortanın solunu meşrulaştırmada, siyasette yerini bulmasında Baykal'ın, Ecevit'in ciddi bir mücadelesi olmuştur. Siyasette nöbet değişimleri olur. Geçmişte CHP'ye hizmet eden Sayın Baykal ve Sayın Önder Sav'a şükran duygularımı iletiyorum. Geçmişi tartışmanın yerine, geleceğe yönlenmemiz gerekiyor. partinin anayasası olan tüzükle belirlenir.

 

Yani, "hâlâ ikinci adam benim" mi diyorsunuz?

 

Öyle bakmamak lazım. İkinci adam olmanız için eski yapı olması gerekiyor. Ben araç, protokol, etkinlikler peşinde değilim. Siyasette en iyi otorite, saygınlık başarıyla elde edilir.

 

Son Güncelleme: 26.02.2013 11:17
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
banner3