Babacan: 10 günde 1.5 milyar dolar çıktı
Başbakan Yardımcısı Babacan, piyasalarda dalgalanmanın yaşandığı son 10 günde Türkiye'den 1.5 milyar dolarlık çıkış yaşandığını söyledi. Babacan, vatandaşları gelirlerinden fazla harcamamaları konusunda uyardı.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, NTV/CNBC-e ortak yayınında CNBC-e Genel Yayın Yönetmeni Servet Yıldırım'ın sorularını yanıtladı.
Babacan şunları söyledi: "Cari açığa ilişkin açıklamalar beklentilere
uygun. Cari açık bir süre yüksek devam edecek. Kasım ayından itibaren alınan
tedbirlerin etkisi gecikmeyle görülüyor. Dördüncü çeyrekte cari açığın trendi
daha makul bir noktaya ulaşacak. 70 milyar dolarlık bir açığın ilk altı ayda 45
milyar dolarlık kısmını gördük. Cari açığın bu yıl 70 milyar doların biraz üzerinde
rakam olacağını tahmin ediyoruz. Avrupa'da oldukça enteresan aslında beklenen
ama çözüm üretilemeyen sorunlar var. Bizim alacağımız tedbirler, orta vadeli
program içerisindeki unsurlar cari açığın seyrinde belirleyici olacak.
Seçim dönemini atlattıktan sonra şunu gördük. ABD ve Avrupa'nın önünde önemli
kararlar bulunuyor. Avrupa'da büyük ülkelerde de er ya da geç sorgulanacak
bütçe açığı ve kamu borcunu nereye götüreceği önemliydi. Hem ABD hem de
Avrupa'da çözüm siyasi karar alma mekanizmalarından geçiyor. Karar alma
mekanizmalarının her iki tarafta da iyi çalışmayacağını görüyordum. ABD'de
cumhuriyetçilerle demokatlar arasında çekişme var. İç siyasi çekişmelerinin
dünya ekonomisini riskli boyuta çıkarması herkesin başını iki elinin arasına
alıp düşünmesi gereken konu. Biz adım atarken sadece Türkiye'yi düşünmüyoruz.
Siyasi liderlerin Avrupa ve ABD için kendilerini yakma pahasına ekonomi
açısından doğru kararlar almalı. Öncelikle ülkesinin geleceğini ve sonra da
dünyanın geleceğini düşünecek.
FRANSA BÖYLE DEVAM EDEMEZ
ABD'yle ilgili benzer sorun 6 ay sonra yine yaşanırsa çözüm bulunabilecek mi?
Bundan sonra işlerin çok kolay olmayacağı görülüyor. Artık ABD Merkez
Bankası'nın (Fed) atacağı adımları izlemek lazım. Bir sonraki başkanlık
seçimiyle siyaset tablosu daha istikrarlı bir döneme girebilir. Dalgalanmanın
boyutunun nasıl yönetileceği Fed'in sırtında olacak. Böylesine bir ortamda
piyasa oyuncuları çok fululuk istemiyor. Avrupa'da durum daha farklı.
Yunanistan'la ilgili sorunlar biraz daha ertelendi. Yunanistan sorunu her yıl
gündemimizde olacak. İrlanda ve Portekiz biraz daha yönetilebilir gibi
görünüyor. En büyük sorun İspanya ve İtalya. Bu ülkelerin borçlanma
kağıtlarının faizini belli seviyenin üzerine çıkarmak istemiyor Avrupa Merkez
Bankası. Fransa'nın bugün borcu milli gelirine oranı oldukça yüksek. Bu kadar
yüksek borçla Fransa'nın uzun süre devam etmesini zor görüyorum. Böyle bir
tabloda Fransa'nın ne yapacağı da önemli. Risk primine bakıyorsunuz, AAA notu
içindeki en yüksek risk taşıyan ülke. Sarkozy hemen tedbir paketi hazırlayın
dedi. Berlusconi paket geçirdi ama ağırlıklı olarak üçüncü yıl uygulanacak
tedbirler.
YÜK MERKEZ BANKALARINDA OLACAK
Önümüzdeki dönemde ağırlıklı olarak yükün Fed ve Avrupa Merkez Bankası'nda
olacağını düşünüyorum. Karar alıcılar büyük tedbirlerle hızlı hareket etmeli.
İtalya ve İspanya'yı bırakalım temerrüde düşsün diyecek halleri yok. Avrupa
Merkez Bankası prensiplerinin hepsini bir yere koyup yapılması gerekeni
yapıyor. Siyasi karar alma mekanizması geç kalınca yük merkez bankasına
kalıyor. Fransa'nın tedbir paketinin içeriği ve zamanlaması önemli. Kimse hak
ettiğinden daha fazla refah yaşamayacak. Suni bir refahı uzun süre devam
ettirmek gerçekçi değil, eninde sonunda duvara çarpıyor.
CARİ AÇIĞIN ORANI YÜZDE 10'U BULMAZ
Cari açıktan bakınca bize biraz daha zaman penceresi oluşturuyor likidite
bolluğu. Biz açığın gelire oranının yüzde 10'u bulacağını tahmin etmiyoruz.
Çünkü Türkiye'de alınan tedbirler artık kendini daha hissettirecek ve şu andaki
ABD ve Avrupa'daki büyüme eğilimine bakınca iki ay öncesine göre tahminler
aşağı revize ediliyor. IMF'nin Türkiye çalışmaları eskisi kadar özenli değil.
ORTA VADELİ PROGRAM EN GEÇ EKİM BAŞI
Orta vadeli program Eylül sonu en geç Ekim başı gibi tamamlanır. Geniş bir
çalışma başlattık. Yeni yatırım teşviklerini 5-6 ay geriye dönük
uygulayabiliriz.
ALINACAK TEDBİRLER BÜYÜMEYİ ÖLDÜRMEMELİ
Bir iki yıl bol likidite bizim için iyi diyebiliriz. Ama kısa vadeli
hareketlere dikkat etmeliyiz. Orta ve uzun vadede bu bol likiditenin sürekli
olacağını varsayarak program yapamayız. Akan nehrin suları azalmaya
başladığında taşlar tümsekler ortaya çıkmaya başlayacak. Sürdürülebilir cari
açık oranı nedir sorusu kolay bir cevap değli. Artık tedricen aşağı düşen bir
cari açık eğilimi görmek istiyoruz. Yüzde 9-10'a ulaşmış bir cari açık devam
etsin diyemeyiz. Çok iyimser olur. Bugünden programı yapıp basamak basamak
azaltan çizgi izlememiz lazım. Alacağımız tedbirleri büyümeyi öldürmeden,
işsizlik trendine sokmadan yapmamız gerekiyor. Ticarette para peşin ne zaman
dersiniz size güvenmiyorsa. Biz hükümet programı ortaya koyduk.
YABANCILAR BONOYA GİRİYOR, GÜVEN KAYBI
YOK
Öyle bir dönemdeyiz ki artık kur bir şeylerin iyi ya da kötü gittiğinin işareti
değil. Dolar arttıyla işler kötü düştüyse iyiydi eskiden. Bütün bu gürültü,
bütün bu patırtı bir hafta 10 günde Türkiye'de ne olmuş. Toplamda 1.5-1.6
milyar dolarlık bir çıkış oldu. Ağustos'un başından bu yana. Borsada yabancılar
yabancılara satıyor. Yabancılar bono piyasasına giriyor, Türkiye'ye karşı bir
güven kaybı yok. ABD ve Avrupa'daki olaylar sonrası piyasalar denge kurmaya
çalışıyor. Borcun milli gelire oranı Türkiye'de yüzde 40'ın da altına inebilir.
HER TÜRLÜ SENARYOYA HAZIR OLMALIYIZ
Bölgesel konularda atılan adımlar uluslararası siyasi meşruiyete sahip mi,
değil mi önemli olan bu. Libya'da hukuki ve siyasi meşruiyet zemini oluştu, çok
da büyük sıkıntılara neden olmadı. Suriye benzer bir konuda. Umut ediyoruz ki
işler daha iyiye gider. İnşallah Esad son görüşmelerden sonra hızlı adım atar.
Başka senaryolara da hazır olmak zorundayız. Her türlü senaryoya hazırlıklı
olmak lazım. Önemli konu petrol üreten ülkeler ve taşıma hakları. Bu
ülkelerdeki sorunun etkisi önemli. Örneğin Bahreyn petrol taşıma hattındaki
stratejik bir ülke.
BÜYÜME YÜZDE 6 CİVARINDA OLUR
Büyümede bu yıl için yüzde 6'lı rakamlar olabilir. Bundan sonraki dönemde hızlı
büyüme diye bir derdimiz olmayacak. Temel öncelik istikrar olacak.
GELİRDEN FAZLA HARCAMAYIN
Başbakan tasarruf diyor ama harcamaları durdurmayın diyor. 2 bin lira geliriniz
varsa 3 bin lira harcıyorsanız bu sağlıklı değil. Herkesin gelirine göre
harcama yapması gerekiyor. Normal harcamayı yapalım. Kirada oturanlar yeni ev
alsın. Bunlar normal harcamalar. Ancak borçlanmaya dayanan ve ödeme
kapasitesinin üzerinde bir harcama doğru değil. Böyle bir ortamda doğru değil.
KREDİLER İÇİN BİRKAÇ ŞEY SÖYLEYEBİLİRİZ
Kredilerde bir yavaşlama olacak yüzde 25'e doğru gidiyoruz. Önümüzdeki bir iki
ay içinde ilave birkaç şey söyleyebiliriz. Avrupa'da hala tatil havası var.
Eylül sonuna kadar bütün kararları vermiş olacağız. Ekonomi Koordinasyon Kurulu
artık her pazartesi düzenli olarak bir araya gelecek.
ÖZELLEŞTİRME TAKVİMİ YENİLENECEK
Oturacağız bir özelleştirme takvimini yenileyeceğiz. Önümüzdeki dönem Meclis'in
hızlı çalışacağı bir dönem. Bundan sonra hızlı gideceğimizi düşünüyoruz.
DERECELENDİRME ŞİRKETLERİNE ÖNEM
VERİLMİYOR
Kredi derecelendirme kuruluşları çok ciddi bir güven erezyonuna sebep oldular.
Eskisi kadar onların değerlendirmesine önem verildiğini düşünmüyorum. Bazı
fonlar hala kredi notuna göre yatırım yapıp yapmama kararını kurallarına
yazmışlar. Ülkelerin kredi notu düştüğünde ya da yükseldiğinde fon ona göre hareket
ediyor. Şu anda etkili olması hala o sebepten. Gerçekten analiz yapan
yatırımcılar eskisi kadar kredi notlarına bakmıyorlar.
EKONOMİDE AB HİÇ ÖLÇÜ DEĞİL
Biz illa Avrupa'nın parçası olalım demiyoruz. AB süreci bizim için hala önemli
çapa. Daha iyiyi yakalamak için devam etmemiz lazım siyasi olarak. Ekonomik
kriterlerde ise AB artık bizim için hiç ölçü değil. Yarın Türkiye olmazsa biz
yapamayız denilen noktaya gidiyoruz. O çapayı elden bırakmamamız
gerekiyor."