Son sekiz, on yıldır ülkemizde en çok hangi konu tartışılıyor? Ekonomik bağımsızlığımız mı? Siyasi bağımsızlığımız mı? Sanayileşme mi? Tarımda, hayvancılıkta kötüye gidişat mı?

Bu konular, en çok tartışılması ve çözüm bulması gereken konular iken ne iktidar ne de muhalefet partilerinin gündeminde böyle bir konu yok. Halbuki iktidara kim gelecekse, ülkenin nasıl kalkınacağı? Refah seviyesinin nasıl artırılabileceği?

İşsizliğin nasıl önlenebileceği? Tarım ve hayvancılığın tekrar eski günlerine nasıl dönüştürülebileceği? Suçların (insan öldürme, kadın ve kızlara tecavüz ve öldürme, her alandaki terör faaliyetleri) en ağır şekilde nasıl cezalandırılacağı?

Yaz-boz tahtasına dönen ve öğrenciyi canından bezdiren, intiharlara kadar götüren eğitimin nasıl düzeltileceği? Her şey yolunda denilen sağlık sisteminin nasıl yoluna gireceği? Özellikle de İstanbul'daki trafik işkencesine nasıl çözüm bulunacağı?

Emekli ve çalışan kesimin nasıl biraz olsun rahatlatılabileceği? Rüşvete, talana, vurgunculuğa karşı nasıl önlem alınacağı? Konuları vatandaşa anlatılacağı yerde ülke, giderek etnik ve dini kimlik tartışmalarının odağına sokuluyor.

Her anayasa değişikliğinde ısrarla gündeme getirilen ilk üç maddenin değiştirilmesi girişimleri de işte bu ulusal kimliğin ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Aynı duygu, aynı anlayış, aynı kültür, aynı inanç sahibi insanlardan meydana gelen topluluk, millettir.

Ulus kelimesi de aşağı yukarı bu ifadeyi kapsar. İsteyen ulus, isteyen millet kelimesini kullansın, anlam çok farklı değildir. Bir ulus; bilim, teknoloji, ekonomik ve sosyal yapıda yeni değerler yaratabilmişse, eski tarihiyle övünmeye ihtiyaç duymaz.

Ulus, bir devletin sınırları içinde yaşayan, devletin üyesi, ülkenin yurttaşı olan geleceğini o ülke insanlarının birlikteliğinde gören, dil, kültür, ekonomi, tarih bağları ile birbirine bağlı insan topluluğudur.

Türk ulus kimliği, emperyalizmin ülkemiz üzerindeki amaçları nedeniyle uzun bir süredir hedefte. Bu konu belki ülkemizde de değil, parçalanması söz konusu olan tüm ülkelerde gündeme getirilmekte. Baksanıza etrafımız adeta ateş çemberi altında.

Binlerce günahsız insan canlarını verdi ve veriyor? Olayların tümünde ekonomik güçsüzlük, halkın refah seviyesinin düşüklüğü ana neden? Onun için bir şey fark etmiyor.

Çünkü o zaten yaşadığı yerde ?yaşayan ölü'? Ulus olabilmek, dolayısıyla ulusal bir devlete sahip olabilmek için toplumsal ve ekonomik olarak gelişmiş bir düzeyde olmak gerekir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.