3 yıldır devam eden okul öğrencilerine süt dağıtımı bu yıl da yapılıyor. Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da gazete yöneticileri ile bir araya gelen Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanımız, ‘Okul Sütü’ programı hakkında yaptığı açıklamalarda 2. Sömestr dönemiyle birlikte ana okulu ve ilkokul öğrencilerine bedava süt dağıtılacağını söyledi…
Ana okulu ve ilkokul çağındaki çocuklar gelişmeleri için süte en fazla ihtiyacı olanlar... Dünyada hiçbir gıda bünyesinde süt kadar besin elementi bulundurmuyor. Toplum sağlığının korunması ve sağlıklı nesiller yetişmesi amacıyla üç yıl önce ‘Okul Sütü’ projesi adı altında bu proje hayata geçirilmişti. Bakanın açıklamasına göre 2011-2012 döneminde 144 milyon, 2012-2013 döneminde 296 milyon kutu süt dağıtılmış.
2013-2014 döneminde de yani bu yıl yaklaşık 6 buçuk milyon anaokulu ve ilkokul öğrencisine 303 milyon kutu süt dağıtılacakmış… Tabii ki çok yararlı bir uygulama. Ne var ki bir de madalyonun diğer tarafı var. O da bu açıklamanın yapılmasının ardından tüm süt ve süt ürünlerine hemen zam yapılması. Geçen sene süt dağıtımı başlar başlamaz süt ve süt ürünlerine yüzde 20 zam gelmişti hatırlarsanız...
Şimdi de yüzde 20 zam geleceği ve geldiği kesin… Bu demek oluyor ki süt dağıtımını dolaylı olarak halk finanse ediyor… Malum bizim insanımız, özellikle de esnafımız fırsatçıdır. Nasıl hakkım olmayan para kazanırım, köşeyi dönerimin hesabını iyi bilir. Bu kez de öyle oldu. Süt ve ürünleri imalat ve satıcıları hemen mallara fiyatları bindiriverdiler… Benim gariban vatandaşım da başladı şikayete…
Şikayet etsen ne olacak… Hiçbir şey. Paşa paşa zamlı süt ve süt ürünlerini alacaksın. Ve de hani ‘okullara parasız dağıtıyoruz’ denilen sütün parası da senin cebinden çıkmış olur. Yani parası filan dağıtılan süt yok. İmalatçılar, aracılar, perakendeci kazanır, benim vatandaşım da yine sömürülmüş olur…
Hatırlarsanız önce patates, ardından kuru fasulye, pirinç, nohut gibi daha çok dar gelirlinin tükettiği ürünlerde fiyat oyunları baş gösterdi. 'Patates yok' denildi, 'Kuru fasulye 15 lira oldu' diye haberler yaptırıldı, 'Pirinç bulunmuyor, fiyatı artacak' söylentileri çıkartıldı. Et fiyatı yükselecek sözleriyle, sektör tedirgin edildi. Sonunda birden bire etiketler değiştirildi vatandaşın cebi, üreticinin alın teri hedeflendi... Aracılar ceplerini doldurur, gariban vatandaş da kendi söyler kendi işitir… Duyan bile olmaz kendisini… Duysa da ne olacak ki…
Sözün özü: Böyle gelmiş böyle gider…
