Zaman zaman yazıyor ve söylüyoruz. Biz toplum olarak hiçbir zaman Avrupa seviyesine gelemeyiz. Böyle deyince de tabii kızanlar oluyor. Hiçbir alanda bu eğitimsiz, kültürsüz, cahil, şiddeti ilke edinmiş bir toplumla maalesef bir yere varamayız. Tabii ki belli kitleyi bu gruptan ayrı tutuyoruz. Ama ne yazık ki ekseriyet üzüntü veriyor.

Örneğin spor müsabakalarındaki şiddet… Aldı başını gidiyor. Sonu inşallah kötü sonuçlara ermez.. Son Fenerbahçe- Trabzon maçındaki şiddet tüm dünyada yankılandı. Bakın yabancı medyadan bir iki örnek:  Tuttosport:  “Türk polisi futbolcuları kalkanlarıyla korudu…”
- L’Equipe:  “Trabzonspor ve Fenerbahçe arasında oynanan maçta saha savaş alanına döndü”.

De Telegraaf: “Kuyt’ın 11’de başladığı maçta kaleci Volkan kurban seçildi. Kafasına ateşli maddeler, bozuk paralar, maddeler, kapı kolu atıldı."
Nieuwsblad: “Türk futbolunda kıyamet! Trabzonspor ve Fenerbahçe arasındaki maçta ceza sahasına ateşli maddeler atıldı. Hakem soyunma odasına gitti" vs… Fenerbahçe’nin Hollandalı futbolcusu Dirk Kuyt, ülkesinin muhabirine, “Bu kadar büyük bir nefret daha önce görmedim. Savaşa benziyordu” dedi.

Her ülkede zaman zaman sportif şiddet olayların oluyor ama şu anda tüm dünyanın gözü üzerimizde. Ve de bu olay bizi yine rezil etti. Nedir bu kin? Nedir bu kavga? 3 yıl önce başlayan ‘Şike’ davası…Bu süreç içersinde Trabzon ve Fenerbahçe yöneticilerin karşılıklı birbirlerini suçlamaları olayları bugünlere getirdi. Peki özellikle de futboldaki bu şiddet daha kötü sonuçlar doğurmadan nasıl önlenecek?
 

Futbolda şiddet, dünyanın her bölgesinde karşılaşılabilen bir olgu. Ancak futbolun kurumsallaştığı ülkelerde yıllar öncesinden başlayan çalışmalarla şiddetin önlenmesine dair önemli mesafeler alındı. Konuyla ilgili olarak söylenmesi gerekenlerden önemli nokta, şiddetin önlenmesi için yasal düzenlemelerin yetmeyeceğidir.

 

 Sporda şiddeti; -Kulüp Yöneticileri -Sporcular -Medya-Seyirci-Taraftar-Fanatik-Holigan birlikteliği - Amigolar -Antrenörler -Güvenlik Güçleri-Hakemler çeşitli konuşma, yazma, eleştiri şeklinde körüklemekte…

 

Peki şiddet nasıl önlenebilir?

 

-Futbolda veya diğer spor dallarında bazı isim, deyim ve söylemlerin değiştirilmesi; Örneğin hakem soyunma odası; hakem odası veya giyinme odası şeklinde değiştirilmelidir. Statlarda tribünlerin adları, karşı tribün, kale arkası, protokol, şeref tribünü gibi adlarla değil de, saygı, sevgi, hoşgörü, dostluk, kardeşlik, centilmenlik tribünü gibi isimlerle olmalıdır.

-Spor yazarı ve yorumcularının, medya mensuplarının şiddeti engelleyici çözüm üretmeleri gerektiği; Yazar ve yorumcu ne konuşacağını, ne yazacağım bilmese de ne konuşmayacağını, ne yazmayacağını bilmelidir.

 

- Her evde bir sporcu yetiştirilmesinin sağlanması… Okullarda spora önem verilmeli, mağlubiyet ve galibiyetin arkadaş olduğu öğretilmelidir. Galip gelenler hep alkışlanmalı, mağlup olanlar da galip gelebilmek için daha çok çalışmaları gerektiğini bilmelidir.

-Rakip takımlar seyircilere dostça görünmeli, stadyuma, konsere ve konser salonuna gider gibi ailece gidilmeli…Takım formalarının ve forma renklerinin dili olmalı, şiddeti çağrıştırmamalıdır.

-Yasaların uygulanmasında taviz verilmemelidir… Şiddet ve taşkınlık çıkaran küçük gruplar tespit edilerek, izole edilmelidir. Seyirci ve seyirci olmayan bütün gençler eğitilmelidir.

 

-Hakemlerin adil ve şefkatli yönetim göstermeleri için gerekli ortam ve otorite sağlanmalıdır

-Oyun içerisinde her ne suretle olursa olsun hakemin verdiği karara itiraz etmemeleri yönünde sporcular uyarılmalı, şiddetli ve tahrik edici itirazda bulunan sporcu oyundan alınmalıdır.

-Yönetici ve teknik adamlar taraftarı tahrik edip şiddete yönlendirecek demeçlerden kaçınmalıdır.

-Kulüpler, kim olursa olsun, taraftar, üye, görevli suçluyu ve şiddet yaratan insanları korumamalı, cesaret vermemeli, polise ve adli makamlara ricacı olmamalıdır.

 

 -Kulüplerimiz holigan grupları beslememeli, bedava bilet vermemeli ve deplasmana götürmemelidirler.

- Medya şiddeti körüklememeli, sağduyulu davranmalı, bazı örneklerde olduğu gibi iyileştirmede ve eğitimde yol gösterici olmalı, katkıda bulunmalıdır

 

.

 

-Mağlubiyetin, sporun içinde olan normal bir sonuç olduğunu kabul etmeli, spor camiasına kabul ettirilmelidir.

-Sahalarımızda fiziksel koşullar iyileştirilerek önlemler acilen alınmalı, özellikle TFF, Kulüpler Birliği ve kulüplerimiz bu konuda sorumluluklarını yerine getirmelidir.

 

-Spor sahalarımızda, statlarımızda bayanları ağırlayacak değişiklikler yapılmalı ve bayanların (sadece seyircisiz oynama maçlarına değil) tüm maçlara gitmeleri teşvik edilmelidir.

-Kuralların dışına çıkarak sporcu tarafından bilinçli olarak yapılan saldırgan davranışlara karşı hukuksal yaptırımlar hayata geçirilmelidir.

-Sahaların yakın çevresindeki alkol satışı engellenmelidir.

-Çok polisle, çok güvenlik önlemleriyle şiddeti durdurmanın yerine, şiddeti yaratanların eğitimi ile ilgilenmek.

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.