Doping, ulusal futbol takımındaki çöküş, organizasyonlardaki skandallar spor dünyasını uçurumun kenarına getirdi. Atletizmde doping kullanım yaşı 14'lere düşmüş. Halter, ata sporu güreşe hatta Kırkpınar'a bile sıçramış bu illet!.. Yeşil sahada dopingin rolünü 'sportif başarısızlık' almış. 2003’te Dünya Kupası üçüncüsü olup FIFA sıralamasında ilk 10 sıradaki yerini hızla kaybetmiş. 
2008’de Fatih Terim’le yakalanan bir Avrupa Kupası yarı finali var; sonrasında Hiddink ve Abdulah Avcı ile yaşanan erozyon, Türkiye’yi 57. sıraya kadar geriletmiş. Yeni Zelanda, Yeşil Burun Adaları, Burkina Faso bile Avrupa’nın ‘En pahalı 6. ligi’ diye yutturulan Türkiye’nin önünde... Genç takımlardan (A) takımlara yükselen yıldız futbolcu yok, ‘Eh işte’ diyebileceğiniz 3-4 genç ise ulusal takım teknik direktörlerinin ‘kapris’ine kurban gitmiş. 
3 Temmuz 2011’den beri Türkiye’nin başına bela olan ‘şike - teşvik’ soruşturmasıyla bu krizi çözemeyen Türkiye Futbol Federasyonu’nun içler acısı durumu da işin cabası.  ‘Neyse parası verelim, yaptıralım’ düşüncesi ülkeyi ‘tesis çöplüğüne’ çevirmiş durumda. 2011’de Erzurum’da yapılan ÜNİVERSİAD Kış Oyunları’na harcanan 1 milyar dolara yakın para ‘çürümek’ üzere. 
Sadece 10 günlük oyunlar için yapılan atlama kuleleri, kayak pistleri, kızak parkurlarının kapısını çalan yok. Yunanistan’ın maddi sıkıntılar nedeniyle ‘Bırakalım’ dediği gün ‘Biz yaparız’ diye devreye giren Gençlik ve Spor Bakanlığı, 200 milyon TL’lik keşif bedelini sırf oyunlar, zamanında başlasın diye 600 milyona katlamaktan kaçınmamış.
Akdeniz Oyunları’nda Mersin de Erzurum gibi idi. Kent dışına yapılan stadın yolunu 40 yıllık Mersinliler bulamadı; keza spor salonları da yerleşim bölgesinin dışında idi; git gidebilirsen. Oyunlar sırasındaki skandallar ise yüz kızartıcı cinsten. Türkiye’nin 2 branşta şampiyonluğu kaçırması sonrası iptal edilen madalya törenleri, Bakan’ın ‘Milli iradeye saygı’ mitingi nedeniyle günleri değiştirilen törenler, yine politikacı eşlerine verdirilen madalyalar, Türkiye’nin değil ama Akdeniz Oyunları organizasyonunun tepkisine neden oldu. 
Hele hele sosyal paylaşım sitesinde ‘ırkçı’ söylemler taşıyan ifadeler kullanan güreşçi Rıza Kayaalp’e taşıttırılan ülke bayrağı gerçek bir skandal idi... (Güreşçimiz sonradan yalanlasa da…) FIFA’nın en büyük 2. Organizasyonu olan Dünya 20 yaş altı Futbol Kupası’nın ev sahipliğini elimize yüzümüze bulaştırdık. Hiçbir maç ilgi görmedi. Irak gibi savaştan yeni çıkmış bir ülke yarı finale, Özbekistan gibi altyapısını yeni oluşturan bir coğrafya, çeyrek finale çıkarken, Türkiye 2. turda veda etti kupaya. 
Oysa bu organizasyon geleceğin Messi’lerinin, Ronaldo’larının parladığı bir turnuva idi... Ama duyurusunu yapamadı ki Türkiye Futbol Federasyonu!..
Doping ve Türk sporundaki çöküşü ortadan kaldırabilmek için üniversiteler arası çok yönlü bir bilim kurulunun oluşturulması gerekir. Bu kurulun Türk sporunda yaşanan doping, şiddet ve başarısızlıkların nedenleri üzerinde çalışma yaparak bir çözüm oluşturması şarttır. Şu an 48 sporcu dopingten ceza almak üzere. 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.