Her ülkenin kalkınmayla ilgili çeşitli projeleri vardır. Siyasi partiler de zaman zaman iktidara geldiklerinde gerçekleştirmek istedikleri projeleri ortaya koyarlar. Onlar, o partilerin iktidara geldiklerinde uygulamaya koyacakları hedeflerdir.
Ülkemizde de özellikle seçimler öncesinde ortaya çeşitli projeler konuldu ve haliyle konunun kamuoyunda ve basında tartışılması da sağlanılmaya çalışıldı.
Bugüne kadar bu projelerden bir kısmını basın yoluyla öğrenebilme fırsatı bulduk, aslına bakarsanız siyasi partilerimizin gerçekleştirmek istedikleri tüm hedefler için ?bunların tamamı bir projedir' denilse yanlış olmaz.
İstanbul için hazırlanan, bir başka deyişle çılgın proje olarak da adlandırılan Marmara'dan Karadeniz'e bir kanal açma projesi, ki halihazırda tartışılmaya devam edilecek gibi.
Diğerlerini çok fazla saymaya gerek yok sanırım? Ama genelde özellikle yoksullara verilecek para konusunda odaklanıldı.
Hatta o kadar ki, çoğu zaman, partilerin yoksullar için verecekleri paranın sadece miktarı değişmekte bazen de bu değişim sadece küsuratta kalmaktaydı.
Kısacası seçimler öncesi projeler ortaya koyan tüm siyasi partilerimiz asgari ücreti, emekli maaşını artırımı, yine emeklilere yılda ekstra bir maaş ikramiyeyi vaat etti.
Bu vaatler insana; ?Yok aslında birbirimizden farkımız ama biz ??? partisiyiz' deyişini nasıl da hatırlatıyor?
Bugün gelinen noktada büyük miktardaki borcun ödenmesi başta geliyor. Yani biz giderek yoksullaşırken borç aldığımız ülkeleri de hızla kalkındırıyoruz. Ödenmede güçlük çıktığı anda, adamlar gelip neyiniz varsa neyiniz yoksa el koyup bir başka deyişle haczediyorlar?
Yapılacak şey, bu borcu en kısa sürede ödemek için gerekli tedbirleri alıp ülkede bir birikim yaratarak kalkınma seferberliği başlatmak. Bir ülke kalkınabilmek için önce üretmek? Ürettiklerini korumak?
Sonra da satarak gelir elde edip, bunu içeride tutup birikim olmasına yol açmak, sonra da? Kalkınmak. Seçim, sadece bir partiyi seçmek değil, aynı zamanda ülkenizin geleceğini de seçmektir?
