Milletçe 12 Eylül'deki referanduma kilitlendik. Bugüne
kadarki hiçbir halk oylaması belki de bu kadar ilgi uyandırmamıştı. Genel seçim
havasının da ötesinde bir halk oylaması olacağı kesin. Bu oylamada çıkacak sonuç
hiç şüphesiz önemli. Çünkü seneye genel, ondan sonraki seneye de cumhurbaşkanlığı
seçimi yapılacak.
Her ne kadar Başbakan Erdoğan, "Sonuç ne olursa olsun biz 13
Eylül'de yolumuza aynen devam edeceğiz" dese de; iktidar Ak Parti'nin
de ana muhalefet CHP'nin de kaderi bu referandumdan çıkacak sonuca bağlı. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, tüm çalışkanlığı ve çabasına rağmen
tembel örgütünün kurbanı olup istediği sonucu alamazsa 13 Eylül günü işi
gerçekten zor olur.
Hükümet kanadı Ak Parti, istediği sonucu alamazsa işi CHP liderinden daha zor. MHP ve
diğerleri için pek de fazla değişen bir şey olmaz. MHP kanadında referandum süreci; her zamanki gibi kendine özgü
çerçevesinden çıkabilmiş değil. Tabanda da, tavanda da hep aynı söylemler, aynı
şekil ve tarzlar. İlçe teşkilatları kapalı birer kutu... Bu gidişle MHP'nin
referanduma etkisi düşük olur.
Halk, oylama için sandığa gidiyor, gitmesine ama kafalar
karmakarışık. Çünkü paket, paket dedikleri değişiklik maddelerini herkesin
anlayacağı dilde doğru dürüst anlatan birileri ne yazık ki henüz çıkmadı.
Herkes işi daha da karmaşık hale getirmenin peşinde. Liderler, meydanlarda
birbirine laf yatiştirip kavga ve tartışma havası yaratmaktan öte bir şey
yapmıyor...
Sokak ve caddelere asılmış kimin söylemi olduğu belli
olmayan afiş ve pankartlar, henüz 7-8 yaşındaki çocuklara ?lolipop' şekeri
karşılığında dağıttırıldığı her halinden belli olan broşürler... İşte böyle bir
ortamda ülkenin kaderini belli edecek bir sandığa merakla gidiyoruz bakalım...