Spor, evrensel kültürün bir parçası, dünyada dili, ırkı, dini farklı insanları birleştiren önemli bir vasıtadır. Dünya barışına katkı sağlayan bir etkinliktir diyebileceğimiz gibi çağımız sporunu; fiziksel faydalarının yanı sıra insanların ruhsal sağlığını da olumlu yönde etkilemek sosyal ve moral kazançlar sağlamak amacı ile yapılan hareketler topluluğu olarak da tanımlayabiliriz.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, "Ben sporcunun zeki, çevik, aynı zamanda ahlâklısını severim" tümcesinde bu hususu en somut biçimde dile getirmiştir. Ahlâk eğitimi ile spor eğitiminden beklenen sonuç kuvvetli bir kişilik yapısıdır. Peki spor ahlakı nedir?
Spor ahlakını incelerken aslında incelediğimiz sosyal, politik ve ekonomik ilişkilerimizdir. Spor ahlakında sorunu öncelikle yaşayan ve yaşatan, sorunun öznesi durumundaki sporcu, yönetici, antrenör ve taraftardır. Sporcunun önceden belirlenmiş kurallara uyup uymaması spor ahlakının normatif yönüdür. Ama daha önemlisi ve normatif spor ahlakını da içine alan olgu, temel toplumsal değerlerin çiğnenmesidir. 
Kurallara uygun mücadele (fair play) spor ahlakının en önemli kurallarındandır. Ayrıca spor ahlakı çerçevesinde sporcu sağılığını, gelişimini tehlikeye atacak her tür davranıştan uzak durmalıdır. Sporun barış, kardeşlik ve dostluk olduğu ilkesi de spor ahlakının ilkelerindendir. 
Sporcuların olduğu kadar taraftarların da spor ahlakına uymaları gerekir. Maçlar sırasında sahaya yabancı cisim atıp küfür etmek spor ahlakı ile bağdaşmaz. Rakiplere saygı göstermek, centilmenlik, doping yapmamak, şike yapmamak spor ahlakının kurallarındandır. Gelelim son günlerde gündemde olan ‘muz’ olayına. 
Bir kere ‘muz’ un ırkçılıkla ilgisi anlaşılır gibi değil. Muz, ancak ve ancak maymun tarafından çok sevildiği için birine gösterirsen o kişiyi maymun yerine koyarsın… Yalnız şunu da unutmayalım, insana en benzeyen hayvan da maymundur! Dikkat edilirse tüm takımlarımızda Afrikalı oyuncular bolca mevcut… Tribünlerde de bolca muz seven taraftarımız! mevcut…
Keza Olimpiyatlarda yarışan onlarca siyahi sporcu var ve de çok başarılılar. Özellikle de atletizmde… Kalkmışız ‘2020 Olimpiyatlarını İstanbul’da yapalım’ diye bir yerlerimizi yırtıyoruz. Yaptın diyelim. Onlarca siyahi sporcu gelecek… Hepsine ‘muz’ mu göstereceksiniz? Biraz medeni olalım ve de her zaman söylediğimiz gibi cezaları artıralım… Çünkü yeterince rezil oluyoruz dünyaya…
Sporun anayasası sağlığa, birlik ve beraberliğe, kardeşliğe, arkadaşlığa ve dostluğa dayanan bir insan topluluğu ekolüdür. Artık bilinçlenelim… 
Spor, evrensel kültürün bir parçası, dünyada dili, ırkı, dini farklı insanları birleştiren önemli bir vasıtadır. Dünya barışına katkı sağlayan bir etkinliktir diyebileceğimiz gibi çağımız sporunu; fiziksel faydalarının yanı sıra insanların ruhsal sağlığını da olumlu yönde etkilemek sosyal ve moral kazançlar sağlamak amacı ile yapılan hareketler topluluğu olarak da tanımlayabiliriz.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, "Ben sporcunun zeki, çevik, aynı zamanda ahlâklısını severim" tümcesinde bu hususu en somut biçimde dile getirmiştir. Ahlâk eğitimi ile spor eğitiminden beklenen sonuç kuvvetli bir kişilik yapısıdır. Peki spor ahlakı nedir?
Spor ahlakını incelerken aslında incelediğimiz sosyal, politik ve ekonomik ilişkilerimizdir. Spor ahlakında sorunu öncelikle yaşayan ve yaşatan, sorunun öznesi durumundaki sporcu, yönetici, antrenör ve taraftardır. Sporcunun önceden belirlenmiş kurallara uyup uymaması spor ahlakının normatif yönüdür. Ama daha önemlisi ve normatif spor ahlakını da içine alan olgu, temel toplumsal değerlerin çiğnenmesidir. 
Kurallara uygun mücadele (fair play) spor ahlakının en önemli kurallarındandır. Ayrıca spor ahlakı çerçevesinde sporcu sağılığını, gelişimini tehlikeye atacak her tür davranıştan uzak durmalıdır. Sporun barış, kardeşlik ve dostluk olduğu ilkesi de spor ahlakının ilkelerindendir. 
Sporcuların olduğu kadar taraftarların da spor ahlakına uymaları gerekir. Maçlar sırasında sahaya yabancı cisim atıp küfür etmek spor ahlakı ile bağdaşmaz. Rakiplere saygı göstermek, centilmenlik, doping yapmamak, şike yapmamak spor ahlakının kurallarındandır. Gelelim son günlerde gündemde olan ‘muz’ olayına. 
Bir kere ‘muz’ un ırkçılıkla ilgisi anlaşılır gibi değil. Muz, ancak ve ancak maymun tarafından çok sevildiği için birine gösterirsen o kişiyi maymun yerine koyarsın… Yalnız şunu da unutmayalım, insana en benzeyen hayvan da maymundur! Dikkat edilirse tüm takımlarımızda Afrikalı oyuncular bolca mevcut… Tribünlerde de bolca muz seven taraftarımız! mevcut…
Keza Olimpiyatlarda yarışan onlarca siyahi sporcu var ve de çok başarılılar. Özellikle de atletizmde… Kalkmışız ‘2020 Olimpiyatlarını İstanbul’da yapalım’ diye bir yerlerimizi yırtıyoruz. Yaptın diyelim. Onlarca siyahi sporcu gelecek… Hepsine ‘muz’ mu göstereceksiniz? Biraz medeni olalım ve de her zaman söylediğimiz gibi cezaları artıralım… Çünkü yeterince rezil oluyoruz dünyaya…
Sporun anayasası sağlığa, birlik ve beraberliğe, kardeşliğe, arkadaşlığa ve dostluğa dayanan bir insan topluluğu ekolüdür. Artık bilinçlenelim… 
Spor, evrensel kültürün bir parçası, dünyada dili, ırkı, dini farklı insanları birleştiren önemli bir vasıtadır. Dünya barışına katkı sağlayan bir etkinliktir diyebileceğimiz gibi çağımız sporunu; fiziksel faydalarının yanı sıra insanların ruhsal sağlığını da olumlu yönde etkilemek sosyal ve moral kazançlar sağlamak amacı ile yapılan hareketler topluluğu olarak da tanımlayabiliriz.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, "Ben sporcunun zeki, çevik, aynı zamanda ahlâklısını severim" tümcesinde bu hususu en somut biçimde dile getirmiştir. Ahlâk eğitimi ile spor eğitiminden beklenen sonuç kuvvetli bir kişilik yapısıdır. Peki spor ahlakı nedir?
Spor ahlakını incelerken aslında incelediğimiz sosyal, politik ve ekonomik ilişkilerimizdir. Spor ahlakında sorunu öncelikle yaşayan ve yaşatan, sorunun öznesi durumundaki sporcu, yönetici, antrenör ve taraftardır. Sporcunun önceden belirlenmiş kurallara uyup uymaması spor ahlakının normatif yönüdür. Ama daha önemlisi ve normatif spor ahlakını da içine alan olgu, temel toplumsal değerlerin çiğnenmesidir. 
Kurallara uygun mücadele (fair play) spor ahlakının en önemli kurallarındandır. Ayrıca spor ahlakı çerçevesinde sporcu sağılığını, gelişimini tehlikeye atacak her tür davranıştan uzak durmalıdır. Sporun barış, kardeşlik ve dostluk olduğu ilkesi de spor ahlakının ilkelerindendir. 
Sporcuların olduğu kadar taraftarların da spor ahlakına uymaları gerekir. Maçlar sırasında sahaya yabancı cisim atıp küfür etmek spor ahlakı ile bağdaşmaz. Rakiplere saygı göstermek, centilmenlik, doping yapmamak, şike yapmamak spor ahlakının kurallarındandır. Gelelim son günlerde gündemde olan ‘muz’ olayına. 
Bir kere ‘muz’ un ırkçılıkla ilgisi anlaşılır gibi değil. Muz, ancak ve ancak maymun tarafından çok sevildiği için birine gösterirsen o kişiyi maymun yerine koyarsın… Yalnız şunu da unutmayalım, insana en benzeyen hayvan da maymundur! Dikkat edilirse tüm takımlarımızda Afrikalı oyuncular bolca mevcut… Tribünlerde de bolca muz seven taraftarımız! mevcut…
Keza Olimpiyatlarda yarışan onlarca siyahi sporcu var ve de çok başarılılar. Özellikle de atletizmde… Kalkmışız ‘2020 Olimpiyatlarını İstanbul’da yapalım’ diye bir yerlerimizi yırtıyoruz. Yaptın diyelim. Onlarca siyahi sporcu gelecek… Hepsine ‘muz’ mu göstereceksiniz? Biraz medeni olalım ve de her zaman söylediğimiz gibi cezaları artıralım… Çünkü yeterince rezil oluyoruz dünyaya…
Sporun anayasası sağlığa, birlik ve beraberliğe, kardeşliğe, arkadaşlığa ve dostluğa dayanan bir insan topluluğu ekolüdür. Artık bilinçlenelim… 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner72