MEGAKENT S.O.S VERİYOR!..
2010 yılı Avrupa Kültür Başkenti ilan edilen İstanbul, adeta küçük bir Türkiye. İstanbul'un dışındaki hiçbir kentin böyle bir özelliği yoktur. Çünkü İstanbul'da her ilden çokça vatandaşımız oturmaktadır. Çarpık şehirleşme sonucu, bu güzel kent varoşlarla büyümüş ve tabiri caizse şehir şu anda yaşanmaz bir hal almıştır.
1999 yılındaki büyük Marmara depreminde en ağır şekilde ikaz edilmiş olmamıza rağmen, maalesef gerekli tedbirler bir türlü alınamadı. Bir tarihte başımıza böyle bir felaket geldiğinde İstanbul'da meydana gelecek yıkımın ve bunun oluşturacağı faciaya karşı neler yapmamız gerektiğini biliyoruz. Ama bunlar, hemen her vesile ile dile getirilmesine rağmen, gerekli tedbirleri bir türlü alamıyoruz. Bunu anlamak mümkün değil.
Bir kısım belediyeler, kentsel dönüşüm projelerini uygulamaya koydu. Ama, bakıldığında asla yeterli değil. İstanbul'un durumu devlet çapında ve ivedilikle ele alınmalı, mevcut binalar süratle güçlendirilmeli. Kentsel dönüşüme, şehrin varoşlarından başlanılmalı. Bu durumun sağlıklı yaşamın yanında İstanbul'un güvenliğinin temininde de müspet yönde etkisi olacak.
AB'ye girmek için yarıştığımız bir dönemde, şehir içi ulaşımında trafiği içinden çıkılmaz hale getiren minibüslerden artık kurtulmalıyız. Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde böyle araçlarda insan taşınmaz ve de taşınamaz. Çünkü minibüsler, trafik sıkışıklığına neden olmanın yanı sıra, havayı kirletmekte ve yaptıkları aşırı gürültü ile de ayrı bir kirliliğe sebep olmakta.
Toplu taşımacılığa dönüşle minibüslerden kurtulunabilinir. İstanbul'da 5 bine yakın minibüs varmış. Bunların sahip ve işleticileri on binleri bulmakta. Dolayısıyla ortada sosyal bir problem var. Meseleyi barışçı bir yolla çözümleyebilmek için, minibüs derneklerini de dinleyerek soruna ortak çözüm bulmanın zamanı geldi.
İstanbul'un imardan sonraki en önemli sorunu ulaşım. Ulaşımda denizden yeteri kadar istifade edemiyoruz. Şehrin uzak noktalarında bulunan Maltepe, Kartal, Pendik, Tuzla gibi iskelelerin yakınlarında katlı otoparklar yaptırarak, vatandaşın tek başına aracıyla seyahat etmesi yerine deniz üzerinden ulaşımına özendirilmeli. Yoksa yakın bir gelecekte neredeyse kaldırımlarda yürümek bile imkansız hale gelecek...
