Orta Çağ'da İngiltere dahil Avrupa'yı kasıp kavuran veba salgını 1347-1351 yılları arasında toplam 50 milyona yakın insanı öldürdü.
Araştırmacılar, buradaki
cesetlerin dişlerinden elde ettikleri kalıntıları inceleyerek, 14'üncü yüzyıla
bir kabus çöken vebanın DNA kodunu çözmeyi başardıklarını açıkladılar.
Ayrıntıları Nature dergisinde yayımlanan araştırmada, veba hastalığına yol açan
bakterinin 14'üncü yüzyıldaki atasının deşifre edildiği belirtiliyor. Yersinia
pestis adlı bakteri, insanoğlunun tarihte karşı karşıya geldiği en azılı
düşmanlarından biri olarak biliniyor. Pirelerle yayılan bakteri, çok kısa bir
süre zarfında Avrupa nüfusunu katletmişti. Araştırma ekibinin üyelerinden
Profesör Johannes Krause, ''Şu an varolan veba türlerinin hepsi, Orta Çağ'da
ortaya çıkan bu bakterinin doğrudan akrabası.'' diyor.
Salgınlar tarihi
Almanya'nın Tubingen Üniversitesi'nde görevli olan Prof. Krause, 14'üncü
yüzyıldan önce de büyük veba salgınlarıyla karşılaşıldığını hatırlatıyor. Örneğin
6'ıncı yüzyılda ortaya çıkan ve günümüz İstanbul'u dahil Bizans İmparatorluğu
topraklarını etkisi altına alan Justinian Vebası'nın 100 milyon dolayında
kişinin ölümüne yol açtığı tahmin ediliyor. Fakat Prof. Krause, modern çağın
veba türleri ile 6'ıncı yüzyıldaki salgın arasında genetik bir bağ
görmediklerini söylüyor.
Justinian Vebası, Yersinia
pestis'in tamamen ortadan kalkmış bir türevinden kaynaklanmış olabilir. Prof.
Krause, ''Ya da Bizans'ın üzerine çöken bu salgına henüz keşfetmediğimiz
bambaşka bir patojen yol açmıştı.'' diyor. Günümüzde vebadan ölenlerin dünya
çapında sayısı 2000 kişi ile sınırlı. 14'üncü yüzyıldan günümüze değin
varlığını koruduğu anlaşılan bakteri, artık Orta Çağ'daki kadar ürkütücü bir
tehdit oluşturmuyor. Araştırma ekibinin bir diğer üyesi olan Dr. Hendrik
Poinar, Orta Çağ'daki vebanın büyük bir salgına dönüşmesinde muhtlelif
etmenlerin rolü olabileceğini söylüyor. Yersinia pestis, belki aynı dönemde
başka bulaşıcı patojenlerle beraber hareket ettiği için o kadar öldürücü
olmuştu.
Dişlerin sırrı
Dr. Poinar, 14'üncü yüzyılın ortalarında iklimin hızla soğuduğuna dair veriler
bulunduğunu ve bu faktörün de Kara Ölüm'ün etkisini artırmış olabileceğini
düşünüyor. Araştırmada Orta Çağ'da ölmüş veba kurbanlarının dişlerinin içinde
hapsolmuş kan ve biyolojik doku kalıntısından faydalanıldı. Ekip, insan ve
mantar DNA'sını eleyerek, veba mikrobunun genlerini bulmayı başardıklarını
söylüyor. Araştırmacılar, aynı yöntemi kullanarak eski çağların diğer
hastalıklarını da genetik düzeyde anlamayı planlıyor.