Televizyonda yayınlanan bilgi yarışmalarında izlediğim üniversiteli, meslek sahibi gençlerin genel kültürünün oldukça zayıf olduğunu bir kez daha gördüm. Kim Milyoner Olmak İster adlı bilgi yarışması buna en güzel örnek… Geçtiğimiz günlerde özel bir televizyon kanalında görev yapan muhabir lise öğrencilerine soruyordu: Atatürk kaç yılında öldü? Atatürk ilkelerini sayar mısınız? 


Öğrencinin biri cevaplıyor: "Atatürk 1981 yılında öldü." Bir diğeri cevaplıyor: "1838"
Muhabir yine soruyor: “Atatürk' ün ilkelerini sayar mısın?”
Öğrencinin cevabı: "İlkelerini bilmem de Atatürk çok büyük bir devrimcidir."
İlkeleri başka bir öğrenciye soruyor. Öğrencinin cevabı: "Unuttum ya..."

Her sorduğu öğrenci bu sorulara net ve doğru cevap veremiyor. Atatürk' ün kaç tarihinde öldüğünü de bilmiyorlar. 6 tane ilkelerinden bir tanesini sayan yok.
Neden bilmiyorsun diyor muhabir? Cevap: "Onu da bilmiyorum."
Gençlerin genel kültürü gerçekten çok zayıf. Temel ders konularını bilmiyorlar. Akıllar başka yerlerde.  Bu gençler kazara geldikleri üniversitede de böyleler…

Gençler okumuyor, sorgulamıyor. Teknoloji, internet sayesinde bu durum daha da kötüleşiyor. Türkiye gün geçtikçe popüler kültür dediğimiz bir yaşam tarzının etkisine giriyor. Kendini farklılaştırma çabası içerisindeki gençler bilgi ve birikim ve kültürel donanım yerine, giyim veya dış görünüşleriyle dikkat çekme eğiliminde. Gençler bu eğitim sistemi içerisinde duyarsızlaşmaya, yalnızlaşmaya ve sadece kendi sınırlı dünyası içinde erimeye çalışan birer birey haline geliyor.

Popüler olma çabası içerisindeki genç kuşak, toplumsal değerleri önemsemiyor. Bugün düşünmeyen, sorgulamayan, üretken olmayan bir genç kuşak yetişmişse, bu durumda eğitim politikalarının, kitle iletişim araçlarının yanlış uygulamaların etkili olduğunu söyleyebiliriz. Düşünmeyen birey yetiştirme fikrinden arınılarak ve gençleri tüketim toplumu olmaktan kurtarmak gerekiyor.  

Aksi halde toplumun popüler kültürün de etkisiyle gün geçtikçe bilinçsiz bir tüketim toplumu haline dönüşmesi kaçınılmaz olacak. Eski dönemlerden farklı olarak günümüzün gençleri yoğun bir teknoloji ve iletişim bombardımanı altında. Gençlerin dünyasındaki en önemli değerler cep telefonu, bilgisayar, internet, televizyon olmuştur. Üniversite öğrencileri bile genel kültür, kendini geliştirme açısından çok zayıftır.

Ders dışı kitap okuma çok azdır, öyle ki, bir Japon bir yılda bizden 25 kat daha çok kitap okumakta . Araştırma yok… İnterneti tamamen şamata, eğlence için kullanıyoruz… Kapitalizmin istediği ve yarattığı düşünmeyen-sorgulamayan-ellerinden telefon düşmeyen insanlar içinde yerli-yersiz gülüp ilgi çekmeye çalışan geri zekalı insanlar… Bu malları! sırf reyting olsun ve internete düşüp haber olsun diye yarışmacı yapıyorlar herhalde…

Bazı gençler ise tüm bu olumsuzluklara karşın, uyum sağlamaya, dengeli davranmaya, ayakta durmaya, kendini geliştirmeye, topluma yararlı iyi bire insan olmaya çalışmaktadır. Toplumun varlığını sürdürmesi, kültürel değerlerin yaşaması, daha iyi bir gelecek sağlanması için gençlere güvenmek ve umudumuzu yitirmemek zorundayız. Bunun için gençleri nereye ve niçin gittiğinin, büyüklerin ne yaptığının ve ne yapması gerektiğinin farkında olmak zorundayız. Umudumuzu yitirirsek, geleceğimizi de yitiririz. Unutmamamız gereken nokta ise; bir toplumu ayakta tutan en önemli değerin kültür olduğudur. . Ey Türk gençliği bu ülke sana emanet. Gençlerin durumu da ortada…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Mustakil38 2019-07-21 14:56:47

Yeni yetişen nesil "Atatürkün doğum ya da ölüm tarihini bilmiyormuş. Atatürk ilkelerini sayamıyormuş." Vah, vah, vah ki ne vah. Öldük, yandık, bittik, kül olduk. Kesin artık iflah olmayız... Sen ne diyorsun kardeşim! Çocuk ömründe dedesinin mezarına gitmemiş, iki göbek ötesinden habersiz. Sen kalkmış "filancının ilkeleri, feşmekâncının doğum/ölüm tarihinden" dem vuruyorsun. "Başımızdaki kaçıncı devlet başkanı" diye soruyorsun da uzunca bir parmak hesabından sonra 12. diyor. Ulan bu millet -hâşâ huzurdan- piç mi? 2000 yıllık mâzîsi olan koskoca millet 100 bile değil ha öyle mi? Hoş, onu bile öğretememişsiniz ya. Değirmen sele gitmiş, sen şakşakının peşindesin. Yarın büyüyünce de "ÂŞIKTIN NESLİNİ YETİŞTİRECEK DEĞİL YA, ÇOCUK YERİNE İT BESLER EVİNDE. ÜLKESİ -Allah Korusun- İŞGALE UĞRARKEN O DA SAVAŞMA - SEVİŞ DER." Uzun lâfın kısası ALLAH SONUMUZU HAYR EYLESİN.