8 yıllık Ak Parti iktidarı, yıllar sonra ilk kez böylesine dişli bir rakiple karşı karşıya. Bu işin şaka yanı kalmadı.
Zaten siyaset, laubalilik ve hafife almayı
asla afetmez. Kemal Kılıçdaroğlu ile
CHP, Ak Parti'ye ciddi ciddi alternatif.
Ak Parti iktidarı, süreci böyle devam
ettirdiği ve olağanüstü bir atılım (açılım değil) yapmadığı müddetçe zorlanır.
Kılıçdaroğlu, tüm tecrübesizlik ve liderlik vasıflarındaki noksanlarına rağmen; sokaktaki vatandaşın arayıp da bulamadığı bir tip.
Sakinliği ile; rahatlık, huzur ve güven
veriyor. Velhasıl kerim; CHP, Ak Parti iktidarını Kılıçdaroğlu gibi biri ile devirir mi? Devirir. Amma ve lakin; bu sistemle değil.
CHP, yerelde kendine çeki düzen vermediği sürece yukarıda bahsettiğim başarıyı unutsun...
Kılıçdaroğlu, Ak Parti'yi yıkar yıkmasına ama bu belediye ve ilçe başkanları, meclis üyeleri, ilçe yöneticileri ve tabanda partinin önde geleni gözükenlerle değil...
İçlerinde işini layıkıyla yapanlar yok değil. Elbette var. Onun için sözüm hepsi için geçerli olamaz. Ancak yerelde öyle bir CHP gerçeği var ki; yenilikten uzak, çağa ayak uyduramayan, toplumu kucaklayamayan vs, vs...
Düşünün ki kırk yılın başı bir kaç ilçe
belediyesi kazanmışlar. Lakin gelin görün ki; belediye başkanı ilçe başkanını takmaz,
ilçe başkanı belediye başkanını kıskanır...
Alemlerden alemlere akan meclis üyeleri sanır ki ömür boyu o görevde kalacaklar. Artı tüm bu kişilerin birbiri arkasından çevirdiği ?Ali Cengiz' oyunlarının bini bir para...
Ak Parti'li belediyelerdeki bir çok CHP'li meclis üyesinin, girdiği bazı ticari ilişkiler karşılığında ne şekilde siyaset yaptığını
anlatmaya gerek yok herhalde.
Ak Parti iktidarının her çeşit dosyasını
inciğine kadar kurcalayan Kılıçdaroğlu,
kendi partisindeki bu saydığım konulara da mutlaka zaman ayırmalıdır... Yoksa...
Yerelde CHP'yi öyle zebaniler sarmıştır ki Kılıçdaroğlu tepede ağzıyla kuş tutsa hikaye..
İşte tüm bu nedenlerden
ötürü Kılıçdaroğlu, önce
kapısının önünü temizlemelidir.