İlkeli olmak, insan onuru söz konusu olduğu zaman en fazla önem verilmesi gereken bir konudur. Ama ne yazık ki menfaat ve çıkar ilişkileri ‘ilke’ diye bir kavramı yok etmiştir. Türk Dil Kurumu'nda ilke: "Temel düşünce, temel inanç, umde, unsur, prensip" olarak tanımlanıyor…
Günümüzde maalesef ilkeli olmak diye bir kavram kayboldu. Ahlaksızlığı, soygunculuğu, hırsızlığı, kabadayılığı, kendine meslek edinen kişilerin bile kendi meslekleri açısından oluşturdukları ilkeleri oluşmaya başladı…
Peki ülkemizde yapılan siyasetin ilkesi var mı? Gerçekten ilke ve ilkeli olmak oluştu mu? Seçimlerde (yerel-genel) birtakım olaylara şahit oluyoruz. Gördük ki ilkeli olmak terimi ilkesizlikle yer değiştirmiş. Siyasette ilke halini alan ilkesizlik, eşine hiçbir yerde rastlanmayacak kadar garip ve ülkemize has bir hal almış?
Seçim yardımı adı altındaki o kadar haksız ve orantısız güç kullanımları, devletin imkanları, belediye hizmetlerinin sunumu, yardım organizasyonları öyle akıl almaz bir durumda idi ki…
Adayların belirlenmesi, meclis üyelerinin sıralaması, millete hizmet yarışı için başkanlık yarışına girenleri(!), dönen dolapları görünce; siyasette ilkeli olmanın ne kadar zor bir iş olduğu kolayca ortaya çıkmakta. Siyasette belden aşağı vurmak, yalan, iftira, dedikodu, çamur atmak, ne varsa her şey ortalıktaydı.
Seçim meydanlarında, bırakın çözüm üretmeyi, sıradan vaatleri bile unutup; iktidar, ana muhalefet(!) aralarında horoz dövüşü yaptılar. Gariban vatandaş da derdine deva, problemlerine çözüm bekledi durdu…
Ne ilkesi? Bizim neremiz doğru da siyasette ilkeli olacağız. Güldürmeyin insanı… Her geçen gün daha bir yozlaşma, daha bir seviye düşüklüğü? Yazık ki çok yazık… Biz böyle geldik… Böyle gidiyoruz… Asla da değişmeyiz… Kafalarımız değişmedikçe…