2014 yılında Üniversite sınav sistemi değişiyor…Üniversiteye girişte dershanelerin işlevini ortadan kaldırmayı amaçlayan Milli Eğitim Bakanlığı, iki sınavlı üniversiteye giriş sistemini de değiştirmeyi hedefliyor. Hatta 2015 yılında Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nın yapılmaması gündemde… Bu satırlar gazetelerin en yeni haberleri…
Ve detaylar…Yükseköğretime Geçiş Sınavı kalkacak. Yerine bu yıl ilk uygulaması yapılan temel eğitimden orta öğretime geçiş sınavı benzeri bir model gelecek. Dershane ihtiyacını ortadan kaldırmayı amaçlayan Milli Eğitim Bakanlığı, üniversiteye giriş sistemini de değiştirmeye hazırlanıyor. Bakanlığın; TÜBİTAK, YÖK ve ÖSYM ile birlikte yürüttüğü çalışma, üniversiteye girişte Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nın yani YGS'nin kalkmasını öngörüyor.
Edinilen bilgiye göre 2015 yılında YGS yapılmayacak. LYS'nin ise formatı değişecek. Üzerinde çalışılan ilk model, bu yıl SBS yerine ilk uygulaması yapılan temel eğitimden orta öğretime geçiş sınavı benzeri bir modeli öngörüyor.
Yani lise son sınıf öğrencileri 2 ay aralıklarla 5 dersten sınava girecek ve öğrenci en yüksek notu aldığı sınavla üniversiteye başvurusunu yapabilecek.
Konuşulan bir başka model ise lise hayatı boyunca öğrencilerin yıl sonunda sınavlara girmesi.
Lise 1, 2, 3 ve 4. sınıflarda merkezi sınavlara girecek öğrencilerin ders durumları da ölçülecek ve çıkan puana göre üniversite tercihi yapılabilecek.
Sınavlarda testin yanı sıra kısa açık uçlu soruların sorulması da gündemde.
Nasreddin Hoca fıkralarını okumuşsunuzdur… 
-Hoca bir gün biraz yoğurt mayası alıp Akşehir’Gölü’ne gitmiş, mayayı göle bırakmış. Birisi bunu görüp sormuş: 
Ne yapıyorsun Hoca?
Göle maya çalıyorum, demiş Hoca.
Adam şaşırıp kalmış:
Tutar mı?
Ben de biliyorum tutmayacağını. Ama ya tutarsa…
 
İşte bizim en hayati işlerimizde alınan kararlar, ‘ya tutarsa’ ile alınıyor ve de tabii ki tutmuyor. Yıllardır bu böyle…  Sınavı kaldırmadığınız ve dershaneleri ihtiyaç olmaktan çıkaracak kalitede eğitim ver(e)mediğiniz sürece dershaneleri kapatamazsınız... Dershaneleri kapattırırsanız; zengin çocukları özel öğretmenden ders alır, fakir çocukları ne yapar?... 
Dershaneler, yüz binlerce  kişiye istihdam sağlayan, vergi ödeyen kurumlar. Ya buralarda çalışan özel öğretmenler... Hem dershanelere ihtiyaç yok diyorsunuz, hem de bol sınavlı yeni sistemler denemeye kalkışıyorsunuz. İronik bir yaklaşım. 10 yılda 5 milli eğitim bakanı değişti, deneme tahtası olan eğitim-öğretim sisteminde, değil dershaneleri kapatmak, yoksul çocuklara dershane kredisi vererek, bir yerden sonra, fark yaratabilmelerine destek olmak gerekiyor. 
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD( rakamlarına göre, Türkiye’de her dört çocuktan biri yoksul... Bu ne demek? Ülkemizde her dört çocuktan biri yoksul ailelerde doğuyor demek. Neyin göstergesi? Yoksul ailelerde doğurganlık oranının daha yüksek olduğunun göstergesi elbette. Kentlerin dışında kalan alanlarda doğurganlık oranı daha yüksek. Kırsal yoksulluk oranı da yüksek. 
 
Kırsal yoksulluk son on yıldır azalmıyor. Ayrıca hâlâ daha fazla çocuk doğuyor. Çocuk yoksulluğu yükseliyor. Yoksul ailelerden gelen çocukların hayattaki başarı şansları, eğer iyi okullarda okurlarsa artıyormuş... Okullara giriş, ailenin ikamet ettiği bölgeye göre olacak ise yoksul aile çocuklarının hiçbir şansı kalmıyor. 
 
Çünkü tanım gereği, iyi okullar zengin muhitlerine daha yakın oluyor. Eğer iyi okulların sayısını arttıramıyorsanız, müfredatı değiştirmenin altyapısı zamana bağlı ise, değil dershaneleri kapatmak, yoksul aile çocuklarına dershane kredisi vererek, bir yerden sonra, fark yaratabilmelerine destek olmak gerekiyor. 
Türkiye, OECD ülkeleri arasında çocuk yoksulluğu açısından önde gelen ülkelerden bir tanesi. 1990-2008 arasında çocuk yoksulluğu oranının en fazla arttığı dört OECD ülkesinden de bir tanesiyiz.  Her zaman, “Yerine koyacak daha iyi bir fikriniz yoksa olanı bozmak iyi fikir değildir” düsturuna inanmak lazım.
 
Sonuç: İyi okuldan mezun olan yoksul aile çocukları, kendi yaş gruplarındaki diğer yoksul aile çocuklarına kıyasla hayatta daha başarılı olabiliyor. Demek ki yoksulluk kader değil. Eğer istersek Türkiye’de de yoksulların yukarıya doğru hareketlenmesini sağlayabilmek mümkün.
 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.