Televizyon, günümüzde en etkili iletişim araçlarından biri. Belki de gazete, dergi ve kitaptan da daha etkili. Hemen her kesimden insan televizyon izliyor. Çoğu yararsız programların yanında tabii olarak faydalı, yani-eğitici özellikleri olan programlar da var?
Televizyonla, kitleleri istediğiniz gibi yönlendirmemiz pek de zor değil. Kitleler, bilerek ya da bilmeyerek çok şey öğreniyor televizyondan. Bu yüzden, televizyonun eğitme yönü çok önemli.
Dikkat ederseniz, televizyondaki pek çok haber, reklam, haber sunumu ya da bir ünlünün konuşmasında Türkçe'nin ne kadar yanlış, özensiz bir şekilde kullanıldığını görüyoruz. Özellikle de haberlerdeki muhabirlerin çok konuşacağım derken ne kadar saçmaladıkları? Alt yazılarda kullanılan yanlış kelimeler. Tam bir facia... Türkçe katliamı yaşanıyor adeta...
Sonra da o program biterken jenerikteki bir yığın insan ismi! Bunlar ne yaparlar? Bence kuru kalabalık? Ali Baba'nın çiftliği sanki çalıştıkları yerler. Ye, iç maaş al? Bilgileri desen sıfır. Konuyla ilgili araştırma hak getire? Varsa yoksa çene?
Televizyonlarda en çok yapılan yanlışlar; deyimleri yanlış ve eksik kullanma, kelimeleri yanlış telaffuz etme, cümle düzenini bozma, konuşmalarda kaba sözlere yer verme; yabancı kelimelere özenmekten kaynaklanıyor.
Ayrıca, yabancı dizilerin konuşma metinleri Türkçe'ye çevrilirken yapılan isabetsiz çeviriler dildeki bozulmanın önemli sebeplerinden biri. Bakın bir örnek: Bir muhabir gezdiği bir sergiyi anlatıyor ekranda:
?Bakın sevgili izleyiciler, gördüğünüz gibi müzelenecek değerde tablolar bunlar'. Türkçe'de ?müzelenecek' diye bir sözcük yok. ?Hamaratlı ellerin yarattığı bu tablolar' diye devam ediyor. Ancak; neden hamaratlı? Bu güzel sergiyi gezenler, ressamın kürsüye koyduğu deftere bir şeyler yazmışlar ve memnuniyetleri yerine memnuniyetliklerini bildirmişler.
Bir örnek de haberlerden: Bir sanatçı konuşuyor: ?Bu da beni onure etti.' ?Onur' sözcüğü Fransızca kökenli. ?Honneur' sözcüğünü, anlamını koruyup biçimini bozarak Türkçe'ye almışız.
Bu konudaki yanlışlar saymakla bitmez. Beklenen, radyo-televizyon spiker ve sunucularının gerek doğru ve güzel konuşmaları, gerekse yabancı kelimeler karşısında bilinçli olmaları için, bunların Türk dili ve edebiyatı eğitimi almış olmaları sağlanmalı. Önüne gelen, (İletişim mezunu da olsa) muhabir yapılmamalı, Türkçe eğitiminden geçmeli. Çeşitli yasal düzenlemeler yapılarak toplum hayatının yabancı kelimelerle değil, Türkçe kelimelerle ve de doğru Türkçe kelimelerle yönlendirilmesi sağlanmalıdır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.