Günlerdir gazete ve televizyon haberlerinde şiddet ağırlıklı haberler birinci sırayı alıyor? Haber programları kaza, cinayet. Şiddet, terör olaylarıyla başlıyor ve bitiyor. Parti kongreleri ve o çok kutsal bir yer olan TBMM'de bile? Sözlü hakaretler, hatta zaman zaman yumruklaşmaya varan şiddet olayları?
Şiddet olaylarının artışında, siyasal anlamdaki güvensizlik ve belirsizlik, işsizlik ve de geçim sıkıntısı etkili oluyor. Şiddetin temelinde, insanların geleceklerine yönelik kaygıları vardır. Bu kaygı ile baş edemeyen kişiler, bazen bir şehit cenazesinde, bazen de faklı ortamlarda bir sorumlu arayarak şiddete başvuruyor.
İki lider arasında yaşanan gerginliği basın yoluyla takip eden kişi ve kişiler şiddet eylemlerine girebiliyor. Çünkü bu kişileri, yani parti liderlerini toplum, örnek olarak kabul ediyor. Bu yüzden saldırgan açıklamalardan kaçınılmalı. Siyasiler, örnek teşkil ettiğini bilip bu sorumluluğu taşımalı, konuşmaları ve davranışlarını bu ilkelere göre yapmalı. Artık siyasiler birbirlerinin düşüncelerine saygı göstermeli.
Okuyan, düşünen, birbirlerinin görüşlerine ve dini bakış açılarına saygılı, bilgili ve kültürlü bir Türkiye istiyoruz. 74 milyonu değil, yalnız kendi iktidarlarını düşünenlerle halka mutluluk gelemez, getirilemez. Her gün siyasilerin kavgası, kavgası, kavgası... Her gün ağız dalaşı... İç- dış sorunların hiçbirinde uzlaşma yok.
İyi, güzel bir söze, iyi siyasete hasret gideceğiz. Bize, yaşatılan ve halkı mutlu eden bir demokrasi lazım, demokrasi müsvettesi değil, demokrasi aldatmacası değil. Bugünkü siyasilerin çoğu, geleceği düşünüp planlayacağına düne takılıp kaldı. Neden 32 yıl sonra 12 Eylül hatırlatılıyor. 12 Eylül öncesi görülmüyor, hep 12 Eylül sonrası olaylar aktarılıyor.
Yani 12 Eylül, sivillerin başarısızlığı idi, askerlerin başarısı değil. Tabii 12 Eylül'den sonra yapılan hukuksuzluklar, haksızlıklar, insanlık dışı olaylar da, tasvip anlamına gelmez. Eleştireceğimiz; demokratik rejim değil, bu rejimi dejenere eden sivil yöneticiler, politikacılardır.
Cumhuriyetimizin kurucusu büyük Atatürk'ün şu sözü: ?Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye muhalif değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasde ve fiile dayanan taassupkâr hareketlerden sakınıyoruz'. Atatürk
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner72