Futbolda şiddetin ne yakıcı bir sorun olduğunun henüz farkına varabilmiş değiliz. Yitirdiğimiz yaşamlar, sadece birkaç gün bizi sorun üzerinde düşünmeye sevk ediyor. Tv’leri izliyorsunuz. Hemen her kentimizde maç öncesi ve sonrasında şiddet gösterileri… 
Kavgalar, hakem ve futbolcu dövmeler, tribün tahribatı… Güvenlik güçlerine saldırı… Ne var ki olayların sıcaklığını çok çabuk yitiriyor ve kısa süre içinde unutuyoruz. İnsan belleğinin unutma özrü olduğu bilinen bir gerçek ama, insan yaşamına endeksli bu sorun karşısında sergilediğimiz toplumsal duyarsızlık ve umursamazlık, ciddi bir sorgulamayı da beraberinde getirmekte. 
Bu şiddet olayları neden durmamakta? Bu tür şiddet gösterilerinin kökenlerinde neler bulunmakta? Bu tür eylemler, organize bir hareket midir? Olayın toplumsal ve siyasal yönleri bulunmakta mıdır? Kısacası, daha birçok soruyu sormak mümkün olmakla birlikte; sorulara yanıt ve çözüm bulmakta zorlanmaktayız. 
Orta yerde duran bu sorunun çözümüne ne ölçüde toplumsal ilgi ve duyarlılık gösteriyoruz… Şiddet kapımızda olmasına karşın, ne yazık ki biz ona dur diyememekteyiz ve sükunetle şiddetin kapımızı çalmasını beklemekteyiz. Önümüzde ciddi bir tehlike olarak duran bu sorunun çözümü için, önce onu doğuran temel nedenler üzerinde kısaca durmak gerekmekte.    
Toplumların hızlı değişim zamanlarında ortaya çıkan ve giderek kuralsızlığa dönüşen bireysel ve toplumsal kargaşa durumu, saldırgan davranışların ve şiddet eylemlerinin kaynağıdır. Saldırganlık davranışının eyleme dönüşmesi sürecinde kullanılan bir yöntem ve araç olarak karşımıza çıkan şiddetin, çok çeşitli toplumsal ve ekonomik nedenleri olabilir. 
Sporda saldırganlık ve şiddete baktığımızda ise: Sporun tüm dallarında ve de en çok futbolda, insanın kendisiyle ve başkalarıyla savaşımına tanık oluruz. Sporda amaç, doğal ve evrensel olan saldırganlık içgüdüsünü yüceltmek, ‘daha güçlüye, hızlıya, yükseğe ulaşmak’ için savaşmaktır. 
Ülkemizde çarpık kentleşme ve gelir dağılımındaki dengesizliğin giderek artması; ekonomik, siyasal ve toplumsal olarak kültürel bir çöküntü ve yozlaşmaya neden olmuştur. 
Bu olumsuzlukların yol açtığı bireysel kanun tanımama, bu alt kültürü oluşturan kitlelerde büyük bir öfke birikimine sebep olmakta… Bu kitleler de öfke birikimlerini ifade edebilecekleri en uygun ortam olarak spor alanları ve futbol maçlarını görmekte.
 Futbolun giderek endüstriyel bir sektöre dönüşmesi, oluşan gelirin paylaşımında ciddi savaşımlar gerektirmektedir. Bugün futbol iktidarına ortak olanlar, yeni futbol ekonomisindeki paylarını arttırabilmek için daha geniş kitlelerin ilgisini çekmek ve bu ilgiyi artan düzeyde korumak durumundadır. 
Bunun için futbolun büyülü atmosferini, kitle iletişim araçlarını kullanarak daha da gerginleştirip, kışkırtmaya çalışan bu anlayışın önüne geçmenin çok da kolay olmadığı görülmektedir. Futbolda şiddet bugün içsel bir olgu haline gelmiştir. Şiddet ve saldırganlık bugün organize bir hal almıştır. Şiddetin önlenmesinde toplumsal gereklerin yerine getirilmesi sorunun çözümünde gerekli olmakla birlikte yeterli değildir.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.