Eğitim, bize öğretilenlerin hepsini unuttuğumuzda geriye kalan şeydir. Eğitimin, öğretimden daha farklı bir kavramdır. Evet, bu iki kavram birbirine bağlı ama birbirinden farklıdır. Eğitim, öğretimden önce gelir ve öğretime göre daha kalıcıdır. Öğretimden meyve alabilmek, eğitimi sağlam ve ciddî yapmakla mümkün olabilir. Toplumda denge ve adaletin kalıcılığı bununla doğrudan ilgilidir.


Demokratik sistemlerde, insan eğitimi ya da eğitilmiş insan modeli ayrı bir önem taşır. Çünkü demokrasi, uygar toplumların yaşama biçimidir. Sorumluluk duygusu ise demokrasinin önde gelen şartıdır. Özgürlük dahil, diğer bütün şartlar bundan sonra gelir. Sorumluluk duygusu taşımayan bireyler, demokrasinin değerini ve önemini anlayamaz. Bu da ancak eğitimle mümkündür.

Sorumluluk duygusunu gerçek anlamda yaşayıp kavrayabilmemiz için öğretim yeterli değildir. Bunun için mutlaka eğitim gereklidir. Toplumun huzurunu bozmaya yönelik eylemler bunun en açık göstergesi. Bu eylemlerin öznesi olan insanların çoğu; ya üniversite öğrencisi, ya da üniversite mezunu... Yani bir şeyler öğrenmiş ama eğitilememiş. Bireyi özgür bırakan demokratik sistem, aynı bireyin eğitimini karşılayamazsa, kendi sonunu hazırlamış demektir. Bundandır ki, demokrasilerde bu konu ayrı bir önem taşır.
 

Eğitilmemiş insan, kontrol altına alınamayan ateş gibidir. Vereceği zararın boyutunu önceden kestirmek zordur. Ateş nasıl kontrol altında tutulmalıysa, barajın önüne nasıl set çekmek gerekirse, insanı da eğitmek şarttır. Eğitimsiz insan; toplum ve devlet için en büyük tehlikedir.

Okullar, demokrasinin kalesidir. Okulun, demokratik sistemdeki yeri ve önemi inkâr edilemez ama eğitim için okul yeterli bir şart değildir. Ama eğitimi okula hapsetmek doğru değildir. Çünkü eğitimin yapıldığı yer bizzat okul işlevi görür. Binaların varlığı birinci derecede önemli değildir. Asıl önemli olan, eğitime inanmak ve eğitebilmektir.

Eğitime inanmazsak ve gönüllü eğitimcilerimiz olmazsa, inşa edilen dev binalar neyi ifade eder ki?  Ancak eğitilmiş olan bir toplum, bireylerini eğitebilir. Bunun temelinde de yine bireyin eğitimi vardır. Bu konuda sürekli göz önünde bulundurulması gereken en önemli şart, bireylerin bir bir eğitimidir. Bu, önemli bir noktadır ve çağları aşıp günümüze gelmiş bir modeldir.

Eğitimsiz bir toplumda tutarlık, düzgünlük olmaz. Böyle bir toplum birlikten nasibini alamaz. Böyle toplumlar hangi yöne gideceğini de tayin edemez. Toplumun huzurlu olması, bireylerin sorumluluk duygusuyla hareket etmesine bağlıdır. Sosyal refahın ve adaletin gerçekleşmesi, sorumluluk duygusu taşıyan fertlerin varlığına bağlıdır. Bu da ancak eğitilmiş insanla mümkündür.

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner72