Sporun her dalı ülkemizde seviliyor. Başta futbol olmak üzere ferdi sporlarda da başarı istiyoruz. Ve de oluyoruz. Ama nasıl? Devşirme sporcularla veya doping yaptığı iddia edilen sporcularımızla …Örnek son Akdeniz Oyunları … Eğer mutlaka dışarıdan birilerini getireceksek neden alanında ekol olmuş ülkelerden antrenör, çalıştırıcı getirmiyoruz gençlerimizi eğitmek üzere? Neden uygun tesisler inşa etmiyoruz şehirlerimize? Nedeni ise bu ülkede insana yatırım yapılmaması… Bu ülke insanı değersizdir. Bu sadece yetkililerin değil hepimizin gözünde böyle.
Asıl üzücü durum ise, dışarıdan her sporcu getirdiğimizde gençlerimize verdiğimiz ‘Sizden sporcu olmaz’ mesajı. Üzücü olan;  utanmadan, sıkılmadan yetiştiremediğimizi itiraf eden ama yine de ‘öyleyse yetiştirelim’ demeyen, diyemeyen günü kurtarma sevdalısı yetkililerimiz. Ve asıl kahreden kahvehaneler, kafeler, oyun salonları ve stadyumlar dolusu sporun ruhunun ne demek olduğunu anlatamadığımız, fanatik, eli satırlı, ağzı küfürlü, sigara dumanında heba olup giden gençlerimiz.
Türkiye son birkaç yıldır spora olağanüstü bir yatırım yapıyor ama bu yapılan katkılar ne yazık ki doğru bir spor politikasıyla yürümediği için kısa sürede başarı istiyoruz. Biz, kısa vadede başarı istediğimiz için bir an önce bazı şeyleri gerçekleştirmek istiyoruz. Bu nedenle atletizmden masa tenisine kadar pek çok devşirme sporcu aldık. Bunlar 75 milyonluk bir ülkenin içinden çıkan sporcular değil ne yazık ki. Devşirme sporcularla kısa vadede sonuç alırsınız, madalya da kazanırsınız ama sonuç olarak bu sizin spor politikalarına, sizin ülkelerinizin o alandaki spor anlayışına ne yazık ki yansımıyor. 
75 milyonluk bir ülkede sadece 2 milyon lisanslı sporcunuz var; bunun da sadece 8'de biri yaklaşık 250 bini aktif sporcu. Bu aslında bizim ne kadar kötü durumda olduğumuzun bir göstergesi. Mesela Kenya atletizmde dünyanın en iyi 6 sporcusuna sahip ama olimpiyat kuralları gereği sadece 3 tanesini getirebiliyor. 
 Sporun dostluk, barış, kardeşlik eksenindeki yayılışı, yerini paraya bırakmaya başladı. Bu dev çarkın her dalı birer endüstri haline geldi.  Milyonlarca doların döndüğü bu sektör, haliyle birtakım kural dışı normlara da göz yummaya başladı. Hem göz yumulan, hem de tüm yetkililerce önlem alınmaya çalışılan(!) haksızlıklardan biri sporcuların doping alması.
Büyük organizasyonlarda (olimpiyatlar, dünya kupası, atletizm şampiyonaları), doping kullanımı yıldan yıla artmaya başladı. Gerçi doping yıllardır sporcular tarafından kullanılıyordu ama bu pek su yüzüne çıkmadığı için problem yoktu.
Dünyada ve Türkiye'de yaygın olarak sporcular tarafından alınan dopingin, kullanımını engellemek için uluslararası federasyonlar ve ulusal federasyonlar gerekli cezai yaptırımları uygulamıyorlar. Bunun dışında gerekli kontroller de yapılamıyor. Sadece yarışmalarda rastgele testler sonucu doping kontrolü yapılıyor. Bu da dopingle mücadelede yeterli etkinliği göstermiyor. 
Zafer ve para, sporcular gibi idareciler ve federasyonlar için de önemliydi.  Türkiye'de de doping kullanımı bir hayli yaygın. Uluslararası alanda halter ve güreş dışında pek madalya kazanan sporcumuz olmadığı için bu alanlarda doping kullanan sporcularımız şimdilik rahatlar.
Günümüzde spor seyircisi daha da bilinçli hale geldi. Bundan sonra suni yollarla insanları aldatmanın bir anlamı yok. Her şeyin en güzeli doğal olanıdır. Dileriz ahlaki yönden ve sağlık açısından sakıncalı olan doping ülkemizde ve dünyada ortadan kalkar.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.