Yeni eğitim sistemi birçok yenilik ve tartışmayla başladı. Özellikle ilkokula başlayan çocuklar için tedirgin olan birçok veli bulunmakta. Malumu olduğu üzere eğitim sisteminde yapılan değişikliklerin sonuçlarını görebilmek için girdinin süreç içinde evrilmesi ve çıktı haline gelmesi gerekiyor. Bu da asgari 12 yıllık bir süreç demek.
Bunun yanında bu yıl geçilen 4+4+4'lü eğitim modeli ülkemizde aylarca tartışılmakta. Alışık olduğumuz üzere mevcut alt yapı tamamlanmadan yeni bir sistemi hayata geçirdik. Çocukların erken okula başlamalarının olumsuz birçok yönü olacaktır. Fakat millet olarak kendimize bağımlı evlatlar yetiştirdiğimizi düşünürsek erken okula başlama, çocuklar için daha bağımsız birey olabilme yolu da erkenden açılmış olacak.
Ne var ki velileri tedirgin eden erken okula başlama yaşı değil.  Daha büyük bir tehlike olan ve sömürerek dönüştüren televizyon olgusunu her anne babanın ciddi manada ele alması gerektiği?  Çocuğunun erkenden okula başlamaması için kapı kapı dolaşıp rapor alan veli ne yazık ki evinde televizyonun esiri olmuş ve bu esarete çocuğunu da bulaştırmış durumda.
Bırakın çocukları yetişkinlerin dahi seyrederken olumsuz etkilenebilecekleri programları ne yazık ki çocuklar çok rahat izleyebilmekte. Kaldı ki çocuk programlarında geçen şiddet unsurları bile yetişkin programlarına göre daha fazla.
Saniyede 30 milyon kayıt yapabildiği ispatlanmış çocuk beyninin her şeyi kaydettiği düşünüldüğünde çocuklarımızın temiz ve boş beyinleri yığınla olumsuz ses ve görüntülerle dolmakta. İşte bu nedenledir ki Fransa'da radyo ve televizyon üst kurulu 3 yaşına kadar çocukların televizyon seyretmesini yasaklamış.
Bu nedenle çocuklar için gerçek tehlikenin televizyon olduğu gerçeğini artık görmek gerekiyor. Nerdeyse günün üçte ikisi açık olan bir cihazın evde adeta patron olduğunu düşünürsek durum hiç de iç açıcı görünmüyor. Saatlerce televizyon karşısında hareketsiz kalan çocuğun maruz kaldığı olumsuz telkinler yanında 60 ay 66 aylık iken okula başlamak melek kalmakta.
Şöyle bir düşünürsek, bir çocuk 18 yaşına kadar 1 milyondan fazla reklâma maruz kalıyor. Bu durum tüketim kültürünün en büyük besleyicisi değil mi? Artık internet bağımlılığı psikolojik rahatsızlık olarak kabul ediliyor ve tedavisi yapılmaya çalışılmakta.
Çocuk, iletişim araçlarıyla ilk bağlantısını televizyon ile kurmakta. Televizyonla kurulan ilişki daha sonra bireyin aleyhinde bağımlılığa dönüşmekte ve bir süre sonra kendisine yeterli gelmeyen televizyon daha sonra internet ve bilgisayar oyunlarına kendini bırakmakta.
Bu da çocukta ve erişkinde tüm dengeleri bozmakta. Ve bunun faturasını hep beraber ödüyoruz. Maksat teknoloji düşmanlığı değil. Sadece bağlılık ilişkisinin bağımlılığa dönüşmesine dikkat çekmek? Ve bu sorunun çözülmesi de anne-babalara kalıyor. Anne baba bir süre televizyondan uzak kalırsa emin olun çocuklar da uzak kalmaya başlayacaktır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner72