Depreme henüz hazır değiliz!
Japonya depremi, korkunç felaketi bir kez daha gözümüzün önüne bütün açıklığıyla ve de acımasızlığıyla getirdi. Ama ne yazık ki yine çok bilen deprem uzmanlarımız gazete ve televizyonlarda aynı konuşmaları, açıklamaları yaparak vatandaşın moralini bozmakta.
Yetkililer ise önlemleri aldık ve de almaya devam ediyoruz! diyor. Ama ortada nasıl bir önlem alındığına dair somut bir örnek ne yazık ki yok.
Sadece bazı okulları yıkarak yenilerini yapacağız deniyor. Bu yıkımlar da birilerine rant sağlamak amaçlı. Bugüne kadar şehirleşmenin kaymağını hep birileri yedi.
Ama acı sonuçlarına 1999 depreminde Adapazarı'nda masum insanlar katlandı. Doğal afetin önüne elbette geçilemez. Bunu deprem konusunda aldığı önlemlerle en iyi şekilde ispat eden Japonya bile önleyemedi.
Tsunami her şeyi aldı götürdü. Ne var ki biz 99 depreminin sonuçlarından olabildiğince korunabilirdik. Ama ne yazık ki göstere göstere geliyor felaket. Allah yardımcımız ola diyelim.
Her konuda Allah'a sığındığımız gibi? Allah korusun 7.6'lık bir depremde İstanbul'da en az 200 bin bina çöker. Ve yine en az 3 milyon insan ölür. Tsunamiyi ise hiç hesaba katmayalım.
Adalar açıklarında oluşacak bir deprem veya tsunami Anadolu yakasında Fenerbahçe'den Tuzla'ya kadar olan sahil şeridini siler süpürür.
Gıda temini nasıl olacak? Afet fırınımız nerede, bunu bilmiyoruz, nereden ekmek alabiliriz? Afet hastanemiz var mı? Japonlar, çocuk yaşta eğitiliyor. Çünkü Japonya bir deprem ülkesi.
Biz de bir deprem ülkesiyiz. Ne yazık ki bizim yöneticilerimiz durumun vahametini kavrayamamış. 1999 depremi bizler için bir ders olmadı. Bir uzman çıkıyor; 'Biz erken uyarı sistemini kurduk, muhatabımız yok...' diyor? Haklı?
İnsanı dehşete düşürecek bir olay. Fakat kimsenin umurumda bile değil. Hala bazı şeylerden ders almadık! Deprem konusunda eğitim sistemi çok zayıf? Okullarda depremle ilgili bilgiler yeterince verilmiyor. Japonya'da ve ABD'de bunun öğrenimi çocuk yaşlarda başlıyor.
Halkın hazırlanması, kurtarma planları, deniz trafiğinin hazırlanması gibi detaylı işler yapılmalı. Ama bunları yapacak ehil kimseler de yok. Mevcut kadrolarla bir şeyler yapılmaya çalışılıyor? Kısacası ortada somut bir şey yok?
