Bugünlere nasıl
geldik?
Türkiye'nin yolsuzluk geçmişine bakacak olursak, 1980'den sonraki dışa açılma sürecinde hayali ihracatla başlayıp "Benim memurum işini bilir" deyişine uzanan, bankacılıktan telekomünikasyona kadar farklı sektörlerde kendini gösteren, ülke sınırlarını aşıp diplomatik krizlere yol açacak kadar büyük boyutlu skandalları hatırlamamız gerekir. Biri diğerinden çok da farklı ya da çok daha kötü olmayan bütün bu örnekler, aslında Türkiye'de yolsuzluğa olanak tanıyan yapısal bozuklukların işaretidir. Sonuç olarak yolsuzluk ne Türkiye'ye ne de bugüne özgü bir sorundur.
***
Aslında her zaman varolan yolsuzluk sorunu bugünkü siyasi ve ekonomik şartlar altında işlevini yitirdi ve serbest piyasa ekonomisinin işlerliği önünde bir engel oluşturmaya başladı. Türkiye'de en kapsamlı etkiyi yaratan yolsuzluk özel sektörde, özellikle bankacılık sistemi içinde görüldü, büyük sermayenin bankalar kurup bu bankaların içini boşaltmasıyla büyük bir ekonomik krize dönüştü.
***
İktidar sahipleri uzun yıllar IMF ile yapılan anlaşmaların gerçek yüzünü milletten sakladılar. IMF yandaşı medya ve siyasiler de IMF'yi olmazsa olmaz şartlar arasında millete pompalamaya çalıştılar. Yaşanan ekonomik sıkıntıların temelinde; IMF ile yapılan anlaşmalar ve neticesinde alınan yüksek faizli krediler var. Ne var ki muhalefet, TÜSİAD, IMF ile anlaşmanın gecikmesine bile tahammül edemeyip feveran ediyor. IMF'den alınacak kredi zaten borç sarmalında olan maliyemizi ve dolayısıyla vatandaşın sırtındaki kamburu daha da artıracak. IMF'ci medya, iş çevreleri ve siyasiler hâlâ IMF'den medet ummaya çalışıyor.
***
IMF'nin "krizden çıkış" için Türkiye'den öyle şeyler istiyor ki!  Mesela 2009'da büyüme sıfır olacak? Bütçe harcamalarında 8 ilâ 10 milyar dolar kısıntı yapılacak... Gıda, ilâç, tekstil ürünlerinde KDV yüzde 18'e çıkacak... Personel reformu rafa kaldırılacak? Sağlık harcamalarında kesinti yapılacak?İşte bunları uygularsak IMF de bize 19 ilâ 25 milyar dolar "faizli borç" verecek (miş)!. IMF bu şartları 20 yıldır dayatıyor. Ama iki yakamız biraraya gelmedi maalesef. Krizden kurtulacağım derken  Türk halkı sefalete mahkum ediliyor. Neden mi?
***
Çünkü IMF; Türk halkının eli para, kursağı yiyecek, hastası ilâç bulamasın istiyor da ondan.. IMF Somali'de, Ruanda'da, Brezilya'da, Peru, Bolivya ve Rusya'da yıkımlara sebep oldu. IMF nereye girdiyse önce o ülkenin yeraltı ve yerüstü servetleri yabancıların eline geçti, halk fakirleşti ve bir müddet sonra  oraya Batılı güçlerin askerleri ayak bastı.
Türkiye'ye verilecek borç para IMF direktifleri doğrultusunda fabrika sahiplerine verilecek. Yani çarçur edilecek. Ve de Türkiye 25 milyar dolarlık bir borcun daha altına girecek.  
***
Önemli olan, paranın tabandaki vatandaşın cebinde dolaşmasıdır. Gelecek para vatandaşa eşit oranlarda dağıtılsın. Yani ülke içinde bir talep patlaması olsun. Fabrikalar, küçük işletmeler tekrar harekete geçsin. Çünkü ihracat  geçtiğimiz aya gore yüzde 23 oranında düşmüş durumda. Artık aklı selim davranmanın zamanı. Aslında geçti bile. Yoksa daha çok krizler görürüz, çok?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner72