Geçen Salı bizlerin, yani çalışan gazetecilerin bayramı idi. Günümüzde bu gün, gerçekten bayram mı idi? Bu bayram nasıl doğdu? Özetleyelim? 1961 yılında gazetecilerin çalışma haklarında önemli iyileştirmeler getiren 212 Sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesi üzerine, 9 gazete sahibi, yasayı protesto etmek için 3 gün boyunca gazeteleri yayımlamama kararı aldı.

Bu gelişme karşısında, gazeteciler 10 Ocak 1961 günü haklarına ve basın özgürlüğüne sahip çıkmak amacıyla Sendika (o zamanlar vardı!) binası önünde toplanarak Vilayet'e kadar bir yürüyüş yaptı. Gazeteciler, patronların boykot kararı karşısında ise Sendika'nın öncülüğünde, BASIN adıyla kendi gazetelerini 11?12?13 Ocak 1961 tarihlerinde yayımladı. İşte o tarihten sonra 10 Ocak, ?Çalışan Gazeteciler Bayramı' olarak kutlandı.

1971 yılı 12 Mart müdahalesinden sonra çalışanların hakları ve basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara tepki olarak 10 Ocak, ?Bayram' olmaktan çıkarıldı ve ?Çalışan Gazeteciler Günü' olarak anılmaya başladı. Basın deyince, yerel ve genel basın olarak gazeteler, televizyonlar, radyolar, dergiler ve yazılı haber bültenleri aklımıza gelir değil mi? 

Basın organları olmasaydı Edirne'deki veya Kars'taki bir olaydan nasıl haberimiz olabilirdi? Hatta dünyanın çeşitli yerlerinde oynanan maçları anında izleyebilir miydik? Ülkemizden binlerce kilometre uzakta olan Avustralya'daki veya Almanya'daki bir olaydan hiç haberdar olabilir miydik?                                          

Demokratik düzen açısından böylesine yaşamsal bir önem taşıyan sektör çalışanlarının, ekonomik, demokratik, yasal haklarının geliştirilmesi hizmetin verimliliği açısından kaçınılmazdır. Yağmurda, çamurda, sıcakta, soğukta, canını da tehlikeye atarak görev yapan basın çalışanlarının geçim sıkıntısı çektiği, işsiz kaldığı, yetersiz ücretle çalıştığı, hatta aylarca maa alamadığı bilinen bir gerçek.

Bu durum sektörün kendisi tarafından düzeltilmeli, basın emekçilerinin yaşam koşulları mesleklerine yaraşır hale getirilmeli. 212 sayılı yasa ile verilen çalışan gazetecilerimizin yıpranma hakkı, geri alınarak çalışan gazetecilerimiz mağdur edilmiştir. İnsan emeği en yüce değerdir. Çalışan kesimlerimizin emeğinin karşılığı mutlaka verilmelidir.

Basın, toplumun gören gözü, işiten kulağı ve konuşan dilidir. Bu öneminden dolayı özellikle de yerel basının kendi ayakları üzerinde durmasını sağlayacak gerekli tedbirlerin alınması gerekirken, var olan imkanları kısmaya yönelik çabaları tasvip etmek mümkün değildir.

İnşallah 2012 yılı ile birlikte çalışan-çalışmayan tüm basın emekçilerinin yaşam şartları istenilen seviyeye gelir?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.