Lügatlerimize girmiş 5 harfli ?Sevgi' sözcüğü yaşamımızın temelini oluşturur. Bu sözcüğü yaşamımızın her safhasına yaymamız gerekiyor. Bakın şarkı ve türkülerimiz bu sözcükle ne kadar da güzelleşmiştir. Sevgi olmayan yerde dirlik- düzenlik ve huzur beklemek hayal olur.
Sevgisi eksilen aileler arasında husumet başlar, kavgalar başlar. Boşanmaların ana nedeni eşler arasındaki sevginin azalmış olmasıdır. Halkının arasındaki sevgi bağları zedelenen toplumlarda düşmanlık, kavgalar eksik olmaz. Şiirlerimizin de değişmez sözcüklerinin başında yine ?sevgi' kelimesi gelir.
Sevgi, yaşamımızın çimentosudur, en güçlü bağıdır sevgi.  İnsanların yaşamı için en güzel ortam olan doğa sevgisi, insanlarla birlikte yaşamını sürdüren binlerce canlının sevgisi, sevgilerimizin kılcal damarları gibi olmalıdır. Peki doğanın güzelliğini sağlayan, insanların yaşamını kolaylaştıran hayvanlara karşı sevgimiz yeterli mi?
Onlara karşı gereken sevgiyi gösteriyor muyuz? Maalesef hayır? Zaten insan sevmeyen kişi hayvanı hiç sevmez? Doğa güzelliklerini evrenin en akıllı canlısı olan insanlar yok etmiyor mu? Çevredeki yeşil alanları katleden hayvanları acımasıca öldüren yine dünyanın hakimi olan insanlar değil mi?
Yasalarda istediğiniz kadar önlemler yaptırımlar olursa olsun, sonunda tüm yasaların uygulanması insanların sevgi ve saygıyla bezenmiş yaşam tarzıyla taçlandırılmadığı sürece kağıt üzerinde kalır. Yasalar bazı çevrelerin çıkarları doğrultusunda uygulanıyorsa, orada ?yasa yerine piyasa kuralları' geçerlidir.
Dünyada yazılı Anayasası bulunmayan ülkeler de var. Mesela İngiltere? Ama bakıyorsunuz bu ülkelerde insanlar arasında sevgi, yasalara saygı, iyice kök salmış. İnsanlar kendi haklarının nerede başlayıp bittiğini biliyor. Sen istediğin kadar yasa değişikliği yap.
Kanunlar koy? Onu uygulayanlar bu yasaları özümsemiyor, eşit uygulama, tarafsızlık ilkesine sadık değilse toplum içinde yasalar yönünde yakınmalar eksik olmaz. Nitekim bazı toplumlarda sevgi- saygı eksikliğinin yaygınlaşması, hak ve hukukun farklı uygulanması o ülkelerde huzursuzluğu tetikler. İnsanlar arasında en büyük kayıp sevgi- saygı kaybıdır. Sevgiyi yeşertmek ve yok etmek görevi en çok ülkeyi yönetenlerin görevidir.
Bu sağlanmadığı sürece yaygınlaşan sevgisiz ortam, yöneticileri de yok eder boyuta gelir. Baksanıza bu ülkenin önde gelen partilerinin sayın liderleri hemen her gün birbirlerine hakarete varan saldırıda bulunmuyorlar mı?
Ondan sonra da yeri geldiğinde birbirlerine selam verip konuşuyorlar? Eee siyaset icabı diyenler olacaktır. Siyaset, herkesin birbirine hakaret, sövgü yağdırma sanatı değildir. Eleştirini yapacaksın tabii ki ama terbiye ve saygı-sevgi çerçevesi içerisinde?
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner72