Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. Yeni hükümet de kuruldu. Yeni kabine ile birlikte yeni ümitler de doğdu vatandaşın kafasında…Vatandaşın en büyük arzusu şüphesiz ki, ülkenin birlik ve bütünlüğünün korunması. Bunun için de, bu süreçte toplumsal ayrışmalara mahal verilmemesi, toplum içinde gerilim yaratacak tartışmalardan uzak durulması, toplumun hiçbir kesiminin ötekileştirilmeden, yandaş-yandaş olmayan gibi ayrımcılığa gidilmeden, Türk milletinin bir bütün olarak görülmesi ve kucaklanması yeni hükümetten en büyük beklenti.

 

Yeni hükümetin önünde bulunan ekonomik, sosyal ve siyasal sorunların bir bütün halinde ele alınarak, sorunların ertelenmeden derhal çözümüne  kavuşturulması gerekiyor. Bu arada sınırlarımızın ötesindeki karışık durum da herkesin malumu. Komşu ülkelerde ortaya çıkan iç karışıklıkların ülkemize sıçramaması için mücadele edilmesi, özellikle teröristlerin elinde aylardır esir tutulan konsolosluk çalışanlarımızın sağ salim özgürlüklerine kavuşturulması, öncelikli olarak ele alınması gereken konuların başında gelmekte.  

 

Bilindiği gibi geride bıraktığımız dönemde, gerek adaleti dağıtan mahkemelerin gerekse kamu idaresinde bulunan yöneticilerin, kanun, nizam tanımayan uygulamaları nedeniyle, vatandaşların korunmasına ve kanun önünde eşitlik ilkesi çerçevesinde hareket edildiğine dair inancı maalesef  kaybolmuştur.

Adaletin sağlanamadığı yerde herkes kendi adaletini kendisi sağlama peşine düşmüş, kanun dışı işlemler, suç işleme oranları ve suçlu sayısında büyük bir artış görülmüştür.

 

Bu nedenle yasaların herkes için aynı şekilde uygulanması, devletin bekası için vazgeçilmez şartların başında gelmektedir. Yasama, yürütme ve yargının birbirlerinin görev alanlarına müdahale etmemesi gerekiyor. Bunun için de başta hükümet üyeleri olmak üzere gerek mahkemelerin gerekse kamu idaresinde bulunan tüm yöneticilerin hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde kanunlara bağlı kalması toplumun huzur ve barışı için şarttır.

 

Hukukun her yerde hakim olması gerekiyor.. Bu bakımdan özellikle kamu kurumlarında atamalarda, terfilerde, yer değiştirmelerde adalet terazisinin bozulmaması zorunludur. Kamuda yönetici pozisyonuna getirilecek memurların ayrımcılıkla, kayırmayla, ideolojik görüş esas alınarak belirlenmesine son verilmeli, yönetici atamalarında eğitim düzeyi, liyakat, kariyer, kişilik, verimlilik, başarı gibi unsurlar dikkate alınmalıdır.
 

Yeni hükümetten beklentilerin bir diğeri de, çalışan kesimlerin refah seviyesinin yükseltmesi… herkesçe bilinen bir gerçek de son yıllarda memur, işçi ve emeklilerin maaşları reel olarak erimiş; ekonomik büyümeye rağmen işsizlik artmıştır. Bu da ülkemizde gelir dağılımında adaletin bozulmasına, zenginin daha zengin; fakirin daha fakir olduğu, yoksulluğun arttığı bir sosyal yapının ortaya çıkmasına neden olmuştur.

 

Bu bakımdan yeni dönemde, çalışanlara yeni haklar kazandırılacağı, sosyal devlet uygulamalarının artırılacağı, çalışan ve emekli kesimin milli gelirden daha fazla pay alacağı, istihdam odaklı ekonomi politikalarının benimsenmesi esas olmalıdır. Bu saydıklarımız çerçevesinde, içinde bulunduğumuz zaman ve konjonktür, yeni hükümetin omuzlarına tabii ki son derece önemli görev ve sorumluluklar yüklemekte. Dileğimiz ve tüm toplumun beklentisi; 62’nci Hükümetin, ülkemizde özlemini duyduğumuz sevgi, barış ve adalet temelinde yükselen demokrasi olgusunu yeniden inşa etmesi, küskünlük, dargınlık ve ayrışmalara son vererek toplumun her kesimine eşit muamele etmesidir.
 

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.