4 Haziran 2008 tarihinde Babam rahmetli olmuştu. Ölmeden "Ananı sakın kimsesiz bırakma" demişti. 3 kişilik bir ailede üzerime yüklenen emanet henüz 39 yaşındayken dahi hafif değil kocaman gelmişti gözüme ve yüreğime. Öyle de oldu.
Babamı toprağa verdikten sonra Anama sordum "Evinde mi kalmak istersin yoksa bizimle mi?" Anam "...bir deneyeyim bakayım, yapabilirsem insanın evi başka olur. Evimde yaşarım, ýapamazsam söylerim sana..."
1 hafta geçmedi çağırdı beni. Topladık eşyalardan en azını, ver elini Çekmeköy bizim ev. En güzel odayı açtık, yeni yatak ve karyola ve bir de geriye kalan ömründe giyeceği 3-5 parça çaputunu koyacağı bir de elbise dolabı. Odada en çok klimasini sevdi "kimde vardır bu yaşta bu lüks" diye..
Düzen oturana dek epey dalgalandı ev. Tek torunu Yamaç Kona o tarihler yeni Lise'ye başlamış. Damardaki kan deli, beyinde kullanacağı akıl kısıtlı. Nenesinin yanında sıkıysa tek laf söyle, vuracağın yumruk havada asılı kalır nene blokajindan. Edeceğin küfür ise hiç yerini bulmaz; "bu çocuğa bir şey söyle hakkımı helal etmem" sana feryadından.
Düzeni yarım yamalak oturttuktan sonra Anamın gezme sevdası başladı. Gerçek bir tutku. Ya Benden ayrılmamak için akıllıca bir taktik ya da tüm ömrü kısalanların bir ritüeli gibi "ölmeden önce şunu da göreyim" telaşı.
Iyi de oldu aslında Anamı gezdireyim diye girmediğim ortam sarrafı olmadığım insan kalmadı. O tarihe kadar faunus'tan iberet iş yaşantısından çıkarak bir sürü gerçek hayat tanıdım. Istemeden bulaştıgım 'toplumsal farkındalık' ve 'toplumsal fayda' hikayelerinin yazdırıcısı Anamdır özetle.
Sonra bir sabah öfkeyle kalktı ve dedi ki

".. herif çok ahlaksız geceleri odamı gözetliyor.. " Bağırdım çağırdım, günlere gebe atraksiyonları bilemeden. Sonra olaylar hızla gelişti;

".. paralarımı çalıyorsun..."
"... o pis kadın yüzuklerimi çalıyor..."
"...evlerimi gasp ettin, ahlaksız..."
"...beni zehirliyorsun.. "
Gezmeyi kesmedik. Yarım aklıyla hayatıma tam ortak yaptım Anamı. Belki endişeleri hafifler, oyalanır diye.
Bu pis hastalık hiç bir şeylere 'bana mısın!' demedi. Hep ilerledi. Gece kapıyı açıp çıktı, işten geç döndüğümde "Gamze beni bırakıp gitti" diyerek güvenliğe sığındı, gecenin bir vakti eşyalarını toplayıp "otobüsü kaçıracağım" dedi, televizyondaki sunucuya "evlâdım sakın ayrılma kocandan, ortada kalırsın" diye nasihat etti.
Tükendiğimi hissettigim anda bir kız çıktı karşımıza. Sakinliği ve uysallığı ile feth etti Anamın hem gönlünü hem aklını. Sözü kanun, zarafeti örnek oldu. Sevgisiyle az biraz toparladı Anam bedenini. Ama lanet aklı tüm mutluluğunu ve huzurunu dağıtmaya hep yetti. Sonra bir sabah Anamın kızı Munisa kalktı ve "Gamze abla ellerim titriyor ben yapamayacağım..."
Zorla olmaz. Bir yol düşündük ve eşimin uzun zamandır teklif ettiği çözümde hem fikir olduk. "Çok şubesi var, iyidir" türünden gayet cahilce bir çıkarımla SANCAKTEPE DOĞA HUZUREVİ VE YAŞLI BAKIM MERKEZI'ne yatırdık Anamı. Munisa her gün yanında oldu. Ben de haftanın en az 2, çoğu zaman da 3 günü Anamı çok sevdiği deniz kenarına çıkardım. Sonra bir gün Munisa telefon açtı "Ablacığım Annecim yürüyemiyor". Kurum Doktoruna telefon açtık "sol tarafı ağrıyor yürüyemiyor, gelmeniz mumkun mü?" Esnaf ağzıyla Kurum Doktoru Cüneyt isimli şahısın verdiği cevap ".. sana! hiç olmuyor mu, bunlar! güneş görmüyor gayet normal..." Baktık ağrısı artıyor ve yürüyememeye devam ediyor Kurum'a seyyar röntgenci getirdik, 2 saat sonra filmler geldi, sol kalça kemiği kırılmış. Apar topar Ambulans, 16 Ekim pazartesi Medikal Park Göztepe 'ye yatış ertesi gün ameliyat ve yoğun bakım. Ve 22 ekim pazar saat 23.15'te gelen "Anneniz vefat etti" telefonu. 3 Doktor arkadaşımın "bu kemik düşmeden kırılmaz" mütalaası uzerine bahse konu Kurum ortağı ve Müdürü, süreci 1 kez dahi nezaketen de olsa sormayan Hakan Çivicik'ten istedigim fakat 1 haftadır gelmeyen kamera kayıtları, Avukatım Dursun Al'ın Cumhuriyet Savcılığına yaptığı suç duyurusu, benim Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı'na doğrudan ve BIMER üzerinden gönderdiğim şikayet dilekçesi...

Anacım, en çok nelerini özleyeceğim biliyor musun?
Yaşadığın sürece hep sürdürdüğün ve en son ameliyata girerken mecburen sildikleri kırmızı ojelerini,
Beyaz görünür görünmez boyattigin kızıl saçlarını,
Benim haricimdeki herkese gösterdiğin eşsiz nezaketini,
Garip gurebaya gösterdiğin vicdanı,
Her yemeğe gittiğimiz lokantada garson gençleri işaret ederek "bu çocukların ne eksiği varsa karşıla, sakın ortada bırakma" deyişini,
"Yamaç'a sahip çıkmazsan hakkımı helal etmem sana" nakaratlarını
Dışarıda gördüğün her saçlı genç çocuğu Yamaç'a benzetip "ayol gelmiş torunum neden söylemiyorsun be kızım" deyişini
Ve de en çok neyi özleyeceğim bilir misin Anam;
"Sen Benim Her şeyimsin Ben Sensiz yaşayamam" tekerlemeni.
Bana hayran Babama, beni büyüten Anneanneme, yıllarca ekmeğini yediğimiz Dedeme ve hüzünlü Teyzeme, en çok da çok erken vedalastigin 2 küçük evladın Binnur ve Serdar'a Selam götür.

Hadi ben de sana senin çok sevdiğin satırlarla Veda edeyim;
...Kalbimin sahibi Sensin
Orada yalnız Sen varsın
Benim için Sen her şeysin
Neşesin Hayatsın...

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Ziya Şefik Atun 2017-10-25 12:16:44

Gamze hanım,
Çok sâmimi bir yazı. Mümkün değıldir biliyorum ama yaşadıklaŕınızı bana hissettirebildiniz bana bu kısacık yaxınızda. Başınız sağ olsun! Annenize Allah rahmet eylesin! Size sabırlar diliyorum.

Ziya Şefik Atun

Avatar
hmşre 2018-10-18 15:07:45

ben orada hemşire olarak çalıştım hastalara çok eziyet ediyorlar pislik içinde personelin maaşı verilmiyor kaç ay oldu hala paramı alamadım

Avatar
Şerafettin 2018-11-18 12:28:59

Bende eşimi oraya verdim. Daha 50 li yaşlardaydı ama bilincini getirmiş mamayla besleniyor Du. Bende haftanın 5 6 günü gidiyordum ve hep söylemekle yaptırdım insa lafa işlerini. İyi çalışan işini layıkıyla yapan arkadaşlarda vardı ama çok az. Benimde hasa. 2 ayda rH etli oldu daha yeni 1 hafta önce ama bir is atım olmadığıçin şikayetçi olamıyorum. Ama hiç ama hiç kimseye hastanızın çabuk ölmesini istemiyorsanız buraya vermeyin diyorum. Son gördüğümde cenazemiz alırken gördüm prizler dışarı çıkmış açıkta elektrik kabloları tehlike saçıyor. Neden buraya denetim gelmiyor anlamıyorum

Avatar
Meliksah 2019-01-31 00:46:28

Benimde yakinim kiziltoprak doga bakim evinde kaldi. 3 ay boyunca bakim denen bisey yok. Hastalar pislik icinde bakiyorlar. 3 ay boyunca bir kere bile doktor yuzu gormedi. Allah bilir kac tane hasta bu sekilde öldü.