Günümüzde İslami radikalleşme ve terörizm adı altında anılan hareketler, Ortadoğu bölgesinin sosyal, kültürel, politik, ekonomik ve jeo-stratejik  anlamlardaki karmaşık ve bir o kadar da dünya sistemi açısından önemli bir alt bölge olmasından kaynaklanmakradır. Bölge genelinde her geçen gün yaygınlaşan ve uçlara kayan İslami hareketler ve grupların oluşmasında ilk olarak öne çıkan olgu, bu unsurların Ortadoğu toplumlarında oluşan Batılı kültürel, politik ve ekonomik değerlere karşı bir tepki olarak ortaya çıktığıdır.

Bunun yanı sıra diğer iç ve dış faktörler de bölge genelinde İslami radikalleşmeyi ve radikal islam-şiddet-terörizm üçgenini besler. Öncelikle Ortadoğu genelinin ve özellikle petrol zengini veya yoksunu Arap ülkelerinin yaşadıkları sosyo-ekonomik zorluklar bu durumun kaynağının bir parçasıdır.

Ortadoğu bölgesinin genelindeki politik yapı da İslami radikalleşmenin ve terörizmin  önemli etkenlerinden birisi durumundadır. Arap devletlerine baktığımızda  temel sorun bu devletlerin Batılı yöneticilerden, emperyalistlerden kurtulduktan sonra yeterli derecede “devlet” olma özelliklerini geliştirememeleridir. Bundan kast edilen, bölge genelinde halen koloniyal dönemin izlerini taşıyan  elit yönetimlerin  demokratik unsurlardan uzak yönetim tarzlarıdır.  

Ortadoğu bölgesine has olan bir diğer iç faktör de radikal İslami hareketlere direkt ve çok açık bir motivasyon oluşturan Arap-İsrail çatışmasıdır. İsrail gibi bir devletin bölgede varlığı yalnız devletleri değil toplumları da rahatsız etmekte, böylece tepki seviyesi hep yükseklerde seyretmektedir. Artan çatışmalar ve Filistin sorunu gibi akut sorunlar radikal İslami grupları terörizme teşvik etmekte, onlar da bu etkilerini her geçen gün artırmaktadırlar.

İslami unsurlar radikalleşme çizgisine yönelirken aldıkları yolda dış faktörlerden de etkilenmişlerdir. Bu dış faktörler arasında, uzun zaman süren koloniyel dönem ve günümüzde de özellikle Amerika ve İngiltere’nin bölge içindeki aktif rolleri yer almaktadır. Batı’nın kendi değerlerini Ortadoğu bölgesi için tek çıkar yol olarak sunması da halklar arasında ters tepki yapmış bazı ılımlıları dahi radikalleştirmiştir. Gerçekte radikal İslami akım Batı’yı yaptıkları için değil, temsil ettiği değerler ve kimliği yüzünden eleştirmektedir.

Bunların dışında 1991 Körfez Savaşı gibi günümüze yakın gelişmeler de önem taşımaktadır. Bu savaş da Arap devletlerinin tersine bölge toplumlarının ABD başta olmak üzere Batı’ya olan tutumlarının sertleşmesinde etkili olmuştur.

Son olarak 11 Eylül saldırıları ve bu saldırıların radikal İslami bir örgüt olan El Kaide tarafından yapıldığının öne sürülmesi, bu olayın Ortadoğu bölgesindeki yansımalarını gündeme getirmiştir. Usama Bin Ladin isminin öne çıktığı bu süreçte başta Suudi Arabistan, Irak, İran ve diğer Ortadoğu devletleri, ABD ve Batı tarafından, terörizme karşı takınılan tutum çerçevesinde büyüteç altına alındı. Ortadoğu bölgesinde oluşan bu hava içinde radikal İslami örgütler toplumun iyice derinlerine kaydılar, eskiden ortada yapılan her şey gizli hale geldi ta ki ABD’nin Irak’ı işgali ve ardından yaşanan Mısır ve Suriye olaylarına dek. İşgaller, devrimler ve bölünmeler sonrasında büyüyen Batı düşmenlığı daha da hırçınlaşan İslami kökenli terör örgütlerini beraberinde getirdi.

Sonuç olarak radikalleşme ve İslam, Orta Asya ve Kafkasya’da olduğu gibi Ortadoğu bölgesinde de güvenlik algılamalarını önemli ölçüde belirlemektedir. Ortadoğu bölgesi geride kalan 1300 yıllık tarihi içinde diğer tüm bölgelerden daha fazla olaya tanıklık etmiş, özellikle İslamiyet’in geleneksel ve tarihsel olgularını yaşamıştır. Tarih içinde gelişimi süren Ortadoğu bölgesi İslami yaşamda da kendine özgü bir yapıya sahiptir. Ortadoğu bölgesine Orta Asya ve Kafkasya ile karşılaştırmalı olarak baktığımızda öne çıkan en önemli fark, Ortadoğu’nun yoğun tarihsel derinliği içinde dinlerin ve mezheplerin daha fazla çatışmaları ve özellikle din bazlı terörizmin daha yaygın olmasıdır.

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner72