Doğu ve güneydoğuda yine terör kendini belli ediyor. Polislere saldırı, yol kesmeler, adam kaçırmalar… Kalaşnikofla dershane yakmalar… Atatürk heykeline saldırılar… Bunlar hep planlı bir şekilde yapılıyor. Tamam açılım… Ancak terör bittikten sonra yapılabilir. Kimse ekonomik açılımlar, çeşitli kolaylıklar vs. yapılmasın demiyor. Ama siz ancak terörü bitirdikten sonra yeni reformlar yapabilirsiniz. Güvenlik güçlerinin hiçbir şey yapmaması, olaya kayıtsız kalması insanı üzüyor.
Türkiye’de barışı ve kardeşliği getirmek için hoşgörüyü esas kabul etmek lazım. Devlet büyüklerinin hedef gösterdiği gruplara ve yapılara karşı terör örgütleri ve radikal gruplar bu tür saldırılar düzenliyor. Bölgedeki dershane ve özel okulların bölgeye büyük katkıları var. Eğitim ve sosyal açıdan önemli katkılar bunlar. Devleti yönetenler herkese eşit bakmalı ve davranmalı. Terörün her türlüsünü lanetliyoruz. Hele de dershane ve okullara yapılacak saldırıyı hiçbir şekilde kabul etmiyoruz.
Bir süre önce dershanelerin kapatılması konusunda karar alındı… Dershanelere kim savaş açmışsa yandaşları ve pazarlık yaptıkları dershanelere saldırıyorlar.
Açılım süreci denen süreç başladığı günden bu yana bölgenin belli bir kesimi bölücü terör örgütüne terk edilmiş durumda. Güvenlik güçlerinin elleri kolları bağlanmış durumda. Dolayısıyla bölge yapılan pazarlıklarla fiili olarak özerkliğe hazırlanıyor. Okullar yakılıyor, Atatürk büstlerine sahip çıkılamıyor.
Bu saldırıları yapanlar kendilerini o şehirde görevli sayıyor. Ortak değerlere burada saldırı var. Son günlerde yurttan haberler almaya çekinir bir hale geldik. Haber programlarını, gazeteleri vs. açıyoruz, her gün yeni bir terör eylemi ile karşılaşıyor ve sürecin ülkeyi bölmeye yönelik bir adım olduğunu görüyoruz. Üniversitelerde eğitim engelleniyor. Benim doğulu vatandaşımın güç bela, okumaya gönderdiği evladının en tabii hakkı olan eğitim hakkı gasp ediliyor.
Doğuda bunlar yaşanırken batıda, hem de İstanbul’un Üsküdar ilçesinde hacıların develerle uğurlanacağı haberi yayınlandı. Neden Osmanlıya dönüş? Develerle Hacca gitme de nesi. Kafalar hala 100 yıl öncesinde… Ne o Osmanlı devri adetiymiş. Yahu Osmanlı mı kaldı? Nedir bu eskiye özenti? 100 yıllık tarihin karanlığına gömülmüş bu adetlerle 21. Yüzyıla nasıl ayak uydurabiliriz? Neden geleceğimizi göremiyoruz? Bırakalım bu eski adetleri…
Bakın hastanelerde yer olmadığından küçük- büyük insanlar ölüyor. Hastaneye sağlam giren ölü çıkıyor. Hastaneler hastalara hizmet veremiyor. Malzeme, doktor eksikliği var. Keza okullar içler acısı… Evlerinden kilometrelerce uzaktaki okullara öğrenciler gitmeye mecbur bırakılıyor… Bir tarafta da trilyonlar harcanarak camiler yapılıyor.
Bu şehrin öncelikle hastane ve okullara ihtiyacı var. Yeteri kadar cami zaten mevcut. Oraya yapılacak yatırımla yeni hastaneler yapılsa da benim vatandaşımın çocuğu, yakını pisi pisine ölmese… İbadet evde de yapılır. Ama eğitim ve sağlık hizmetlerini evinizde alamazsınız… Nedense bu durum ilgililerce göz ardı ediliyor… Lütfen insanımıza değer verelim. Başımızı geriye değil de ileriye çevirelim…