Günümüz yazılı basınında önemli bir yer tutan gazeteler ve okur arasında çok yakın bir ilişki vardır. Bu nedenle gazeteci bu ilişkinin bilinci ve sorumluluğuyla hareket etmek zorundadır. Bilgi ve haber ile özgür düşünce, herhangi bir ticari mal ve hizmetten farklı olarak toplumsal bir nitelik taşır.

Gazeteci bir tüccar mantığı içinde veya krala sürekli yalakalık yapan saray soytarısı konumunda olamaz. Gazeteci, ilettiği haber ve bilginin sorumluluğunu üstlenir. Maalesef, günümüzde ulusal veya yerel medyaya baktığımızda; haber kaygısının yerini ticari kaygıların ve yalakalık iğrençliğinin aldığını görüyoruz.

Bir insan ya gazetecidir ya doktordur, ya da iş adamıdır. Her iki veya üç sıfatla hareket edemez. Tabii olarak burada en büyük suç gazete sahiplerinin ve genel yayın yönetmenlerinindir. Ahlaki olarak buna müsaade edilmemesi gerekir.

İletişim özgürlüğünün insanların temel haklarından biri sayıldığı bir dönemde gelişen teknoloji sayesinde haber alma özgürlüğü son yıllarda büyük bir yol almıştır. Günümüzde habere istenilen anda ulaşılabilerek haber alma özgürlüğüne büyük katkı sağlanmıştır. Bu güzel gelişmeler, beraberinde sorunları da getirmiştir.

Basın- yayın organlarının sayısının hızla artması kalitenin de hızla artacağı anlamına gelmemekte. Denetim zayıflığı başta olmak üzere, günümüzde basın kavramının farklı yorumlanması ve algılanması neticesinde bir haberin doğru olarak ulaştırılmasını sağlayan birçok kriteri belirleyen Basın Ahlak İlkelerinin göz ardı edildiği haberlere daha sık rastlamak mümkün hale gelmiştir.

Son yıllarda özellikle bir haberin bile farklı gazetelerde farklı biçimlerde yayınlandığını görüyoruz. Haberin algısının maniple edilmesi ile birlikte her gazetenin yayın prensiplerini oturttuğu temel ideolojilerinde farklılıklar vardır.

Son zamanlarda televizyonlar dahil olmak üzere haberlerin içeriğine baktığımızda kurumlar arasında, insanlarımızın etnik yapısı ve dini düşünceleri arasında sanki bir uçurum varmış gibi gösterilmeye çalışılıyor. Esas uçurum ise ekonomik uçurum…

Bunlara asla inanmayalım. Belli yayın organlarının, belli güçlerin tuzaklarına düşmeyelim. Halkımız her zaman uyanık olmalıdır. Kimin dost kimin dost olmadığını iyi bilmelidir. Ülkemize ve değerlerine sahip çıkmalıyız. Çünkü hem kendimiz için hem de evlatlarımız için yaşayacak başka bir ülkemiz yok...

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.