Mısır'da yaşanan olaylarda, darbe karşıtı oldukları gerekçesiyle mahkeme tarafından 529 kişi hakkında idam kararı alınması, Ayasofya önünde protesto edildi. Gençliğin Sesi Derneği'nin organize ettiği eylem için Ayasofya Meydanı'nda toplanan yaklaşık 500 kişilik kalabalık, askeri darbeyle indirilen Mursi lehine sloganlar attı. Sık sık "Rabia" işareti yapan kalabalık, 'Beni de yazın, 530 olsun', 'Kardeşim sen özgürsün, 530 olmaya geldik', şeklinde pankartlar taşıdı.
Dernek Başkanı Yunus Özkan Eriş; Evrensel hukuk çerçevesi ve İslami hükümlere aykırı olarak 529 kişinin idam kararı şayet infazla sonuçlanırsa, insanlık tarihinin büyük bir kara lekeye şahit olacağını söyledi. Mısır'da darbecilerin yargı tiyatrosunda aldığı kararı protesto etmek 529 masum kardeşimize sahip çıkmak için burada olduklarını anlatan Sancaktaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "529 Mısırlı mazlum adına ses vermesi için insanlığın vicdanına seslenmek için buradayız. Özgürlük ateşiyle yola çıkan 529 kardeşimizin boynuna ölüm düğümü atmak için kurulan darağaçlarını özgürlük meşalesiyle yakmak için buradayız. Başta batılı ülkeler olmak üzere Mısır'daki darbe yönetimine destek verenler, sessiz kalanlar, idam yoluyla gerçekleştirilmek istenen katliamın azmettiricisi, ortağı ve asli faili olacaktır. Darbecilere verilen siyasi kredinin, 'biz üç maymunu oynarız, siz katliama devam edin' pazarlığının eseri idam kararıyla, insanlığın vicdanı test edilmektedir." şeklinde konuştu.
Eyleme katılan gruptan bazılarının kefeni temsil eden kıyafet giymeleri dikkat çekti. Kalabalığa seslenen Gençliğin Sesi Derneği (GESEDER) Başkan Yardımcısı Muhammed Taha Yıldırım, Mısır'daki 529 kişi hakkında idam kararı çıkarılmasını eleştirerek, "Bugün burada mazlum İslam coğrafyası ve kardeş ülke Mısır'da özgürce yaşamak için ağır bedeller ödeyen kardeşlerimiz için toplanmış bulunuyoruz. Tunus'ta, Libya'da, Suriye'de ve Mısır'da sivil bir direniş ortaya koyan Müslüman halkların talebi ülkelerin de sadece adalet ve özgürlüğün gelmesiydi. Fakat küresel sömürgeci ülkeler ve koltuklarını kaybetmekten korkan bölgedeki işbirlikçi diktatörler, el ele vererek, Mısır halkının umudu olan seçilmiş Devlet Başkanı Mursi'yi ve Mısır'ın özgür insanlarını cezalandırmaya karar verdiler. Batı'nın ve küresel işbirlikçilerinin "darbe" dahi diyemediği, Mısır halkının hak gaspı karşısında sözüm ona demokratlar, özgürlükçüler yalnızca seyrediyorlar ve üç maymunu oynuyorlar. Hukuk adına yapılan bu rezaleti lanetliyoruz. Bu adil bir yargılama değildir. 529 kişinin dosyasını okumadan, savunma avukatlarını dinlemeden mahkemenin karar vermesi, bu kararın meşru olmadığını açıkça göstermektedir" dedi.