Erdoğan, Belediye Başkanlarına hitap eden bir konuşma gerçekleştirirken, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun adını anmaması dikkat çekti.
Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki işten çıkarmalarla ilgili olarak ise, "Bazı belediyelerimizde yaşanan hadiseleri üzüntüyle takip ediyoruz. Biz İBB'ye geldiğimizde 2-3 dönem öncesinden kalma personeller vardı. Kaldığı yeri hak eden insanlara dokunmadım. Ne personelle, ne araçlarla uğraştık" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şu şekilde:
Böylesine büyük bir seçimi başarıyla neticelendirmiş olmamız hiç şüphesiz demokrasimizin zaferidir. Eleştirilere verilecek en büyük cevabımız ülkemizde neredeyse her vatandaşımızın içerisinde yer aldığı geniş demokrasi ve özgürlük tablosudur. Seçim sürecindeki rekabeti meydanlarda bırakan, milletimizin iradesine herkesin teslim olduğu bu güzel manzara geleceğimizin de en büyük teminatıdır. 31 Mart seçimlerinde elde ettiğiniz başarılardan dolayı her birinizi ayrı ayrı tebrik ediyorum.
Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir ama ülkemizin sorunları söz konusu olduğunda beraber hareket edebileceğimize inanıyorum. Özellikle de terörle, terör örgütleriyle arasına mesafe koymayı başarmış belediye başkanlarımızla beraber olmaktan memnuniyet duyuyorum.
Belediye başkanlığı yapmış biri olarak sizleri en iyi ben anlarım.
Parti ayırmaksızın tüm belediyelerimizin durumunu biliyoruz.
Neredeyse tüm belediyelerimiz maddi sıkıntı yaşıyor.
Belediye başkanlarının görevi devr-i sabık peşinde koşmak değil, şehirlerine en güzel hizmetleri getirmek için çalışmaktır. Medyamızda her gün sendika değiştirme baskısından envai türden tehditlere kadar birçok vicdan yaralayıcı haberle karşılaşıyoruz. Belediye başkanlarının kurumlarını yönetme tasarrufu, ekmek parasını kazanma peşindeki çalışanların hayatlarını altüst edecekleri anlamına gelmiyor. Kapının önüne konan, yuvaları başlarına yıkılan insanların ahı üzerine ne siyaset ne hizmet bina edilebilir. Şayet varsa, birkaç kötü örnek bahane edilerek yüzlerce, binlerce kişinin ekmeğiyle oynanması ne hakka ne hukuka ne de insanlığa sığar.
Keyfi uygulamalara maruz kalmamaları için tüm kamuda sayıları milyonları bulan taşeron şirketler üzerinde çalışan işçileri bu yüzden sözleşmeli statüyle kadroya geçirdik.
Biz İBB'ye geldiğimizde 2-3 dönem öncesinden kalma personeller vardı. Kaldığı yeri hak eden insanlara dokunmadım. Ne personelle, ne araçlarla uğraştık. Vaktimizi ve imkanlarımızı şehrin sıkıntılarına ayırdık.