Vandal, alışılagelmişin dışına çıkarak, bir yeme-içme mekanı ötesinde gastronomi ile sanatın, sokak ile lüksün birleştiği, yaşayan bir ruha sahip olan, sunduğu konsept ile misafirlerine dokunan, dokunabilen farklı bir adres olarak sektörde farklılık yaratmak istiyor.
Vandal, dünya mutfağının sokak lezzetleriyle harmanlanıp sanatsal sunum teknikleriyle birleştirildiği yenilikçi menüsü ve misafirler ile kalıcı bir bağ oluşturduğu mekan ambiyansıyla sektöründe fark yaratan global bir marka olma yolunda olduğunu belirtiyor.
Vandal, konsept olarak verdiği hizmeti sınırlandırmayan bir anlayışa sahip. Bir adres olarak güzel müzik, güzel lezzet, güzel bir günü vadeden Vandal, misafirlerine sabahtan akşama her an memnuniyet hedefiyle hizmet vermek istiyor. Kısacası Vandal, tüm sektöre sabah kahvaltısından başlayıp öğle yemeği, 5 çayı, akşam yemeği ve gece eğlencesine kadar sıkılmadan aynı mekânın tercih edilebileceğini göstermeyi hedefliyor.
Dinamik şehir hayatında koşuşturan, genç ruhlu, hayatta her anın değerini bilen, farklı olmaya; farklı renklere ve lezzetlere açık olan her yaşa hitap edebilen bir marka olarak tanımlıyor kendini. Sosyo-ekonomik durumu ve eğitimi gözetmeksizin hemen herkesin hedef kitlesi içinde olduğu söylüyor Vandal. Tüm dünyadan sokak sanatı ve sokak lezzetlerini bir araya getirdiği menüsüyle alışılmışın dışında bir atmosferde keyifli bir deneyim isteyen herkese Vandal’da yer olduğunun altı çiziliyor.
Vandal’ın ikonu Baş aşağı duran ,Break Dance yapan sevimli ve sempatik Pembe Tavşanı girişte sizi selamlıyor. Sloganları ise “follow the pink rabbit” yani “pembe tavşanı takip et”. Pembe Tavşan neredeyse VANDAL güzellikleri de orada olacaktır.