Diyetisyen Volkan Çiçeklidağ, glikoz şurubunun hurmalara eklenmesiyle oluşan parlaklık ve yapışkanlık gibi belirtilerin sağlık açısından risk oluşturabileceğini söyledi. Uzmanlar, hurma alırken dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgi aktardı. Ramazan ayında sofraların vazgeçilmez lezzetlerinden biri  haline gelen hurmaya olan ilgi artarken, uzmanlar, özellikle şeker oranı düşük hurmalarda tatlandırıcı olarak glikoz şurubunun kullanılması konusunda uyarılar yapıyor.

FİYATLAR DA GÖSTERGE OLABİLİR

Yaren Leylek ve Adem amca 14. kez buluştu! Yolunu gözlüyordu hasret bitti Yaren Leylek ve Adem amca 14. kez buluştu! Yolunu gözlüyordu hasret bitti

Ramazan Ayında sofraların vazgeçilmezi hurmada glikoz şurubu tehlikesine karşı konuşan Diyetisyen Volkan Çiçeklidağ, "Ramazan'da tükettiğimiz hurmalarda da bunlarla karşılaşabiliyoruz. Ufak tefek tüyoları var, bunları eğer irdeleyebilirsek daha kaliteli ve sağlıklı olan hurmaya erişebiliriz. Glikoz şurubuna batırılan hurmalarda üst tabakasında bir parlaklık ve yapışkanlık olmasıyla karşılaşabiliyoruz. Bu sebeple hurma tercih edilirken renginin mat olması, dokunulduğu zaman yapışmaması, parçaladığımızda o liflerin tel tel açılabiliyor olması, biraz daha güvenli hurma tükettiğimiz anlamına gelebilir. Fiyatlar da gösterge olabilir, kısasımız; dokunduğumuzda yapışkanlık olayı var mı, yok mu, görünüm itibariyle parlak mı, mat mı, parçaladığımız takdirde de lifleri dağılıyor mu, yoksa yapışık halde mi duruyor. Glikoz şurubu bir yüksek kalori ve karbonhidrat içeriğine sahip bir üründür, tüketilmemesini isteriz. Orucu bir tane hurma ile açmak benim tavsiyemdir. Tükettiğimiz besinlerin kalitesine yeterince eğilemiyoruz, besinlerin hazırlanma, muhafaza şartlarını çok göz önünde bulundurmuyoruz. Paketli gıdalar tüketirken üzerindeki etiketi incelemiyoruz, son kullanma tarihi haricinde besinin içerisinde ihtiva eden ürünler; hangi ürünler, nasıl kullanılmış bunları çok incelemiyoruz" dedi. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Esra Şüheda Hatipoğlu ise "Glikoz şurubu kan şekeri regülasyonunu da bozuyor, hipertansiyon ve kardiyovasküler anlamda olumsuz etkileri tetikleyebilir. Dolaylı olarak da kanserojenik etkiye sahip olabiliyor" şeklinde konuştu.

NORMAL ŞEKERE GÖRE 4 KAT DAHA FAZLA

Glikoz şuruplu ürünlerin kişilerde birçok etki meydana getirdiğini dile getiren Prof. Dr. Esra Şüheda Hatipoğlu, "Glikoz şurubu besin üreticileri tarafından zaman zaman kullanılabilmekte yalnız glikoz şurubunun kalori ve karbonhidrat içeriği nerdeyse normal bir şekere göre 4 kat daha fazla. Bu kadar çok karbonhidrat ve kalori yükseldiği zaman kişilerde glikoz şurubu tüketiminden sonra ani insülin yükseklikleri oluşuyor. Bu kadar ani, gereğinden fazla insülin yüksekliğini istemiyoruz. Hem uzun vadede insülin direncine sebep olabiliyor hem de insülinin yağ üretimine de katkıda bulunabiliyor. Aynı zamanda bu glikoz şurubunun içeriğindeki glikoz vücutta früktoza dönüyor. Ek olarak insülin etkisinden bağımsız olarak bu da vücutta yağa dönüşüyor. Hem karaciğerde yağlanmayı artırıyor hem de obeziteye katkı sağlayan faktörlerden biri oluyor. Biliyoruz ki; yağlanma fazlalığı, obezite, kanseri tetikleyen, kanserojenik faktörlerden biri, dolayısıyla glikoz şurubu dolaylı olarak da kanserojenik etkiye sahip olabiliyor. Glikoz şurubu kan şekeri regülasyonunu da bozuyor, hipertansiyonu ve kardiyovasküler anlamda olumsuz etkileri tetikleyebiliyor. Ramazan'da diyabetli hastalar için öncelikle tabi ki hekimleriyle bağlantılı olmaları gerekiyor. Mesela Tip-1 dediğimiz; vücutta kendi ürettiği insülin kalmamış bireylerin oruç tutması kesinlikle uygun değil. Kan şekerini düşürme riski yüksek olan ilaçları kullanan kişilerin oruç tutması uygun değil" ifadelerini kullandı.