Bizde 3 kedi var.
Biri Bigalı, diğeri Sapancalı, sonuncusu ise Çekmeköylu
Üçü de sokak kedisi.
Hanım olan Şerafettin'i benim oğlan bulmuştu.
Bisikletin altında kalıyormuş, eve getirdi.
Rahmetli babam her zamanki gibi sırf muhalefet olsun diye istememiş, huysuzluk etmişti.
Zorla kabul ettirmiş, almıştık.
Şerafettin evde Bay Kona'dan başka kimselere sokulmaz.
Geliş saatinden önce kapı arkasına geçer, gelince kendini yere serer, ayaklarını içe büker, kıvrılır da kıvrılır.
Ta ki Bay Kona yuğura yuğura sevene kadar.
Yemek sonrası koltuğuna yerleştiğinde de göbeğine oturur, yatana dek kalkmaz.
Şerafettin tam bir kedidir.
Eğilip bükülmeden işini halledebilen, sadakati menfaati ile sınırlı ve özgür.
Bay olan kedinin adı ise Celal.
Sapanca'da dondurucu bir kış gecesi camı çaldı, aldım, battaniyenin içine girip, bir tam gün uyudu.
Uyandıktan sonra üzerindeki keneleri temizlemek de benim bir tam günümü aldı.
3 gece üst üste camı çalıp, içeri girince ayrılmak mümkün olmadı.
O'nu da aldık.
Celal tam bir gariban.
Sapanca'da sözde arkadaşı rahmetli Efe'den yediği dayaklardan olsa gerek boynu bükük, kötülüğe karşılık veremeyen, tırnaklarını ancak kaşınırken, dişlerini hiç göremediğimiz bir mazlum.
Giden Anama olan düşkünlüğü eşsizdi.
Herkesin kucağına oturabilen, herkesi sevebilen, köpek karakterinde, kedi görünümlü bir canlı.
Sonuncusunun adı Kadriye. Çekmeköy'de bulduk. Kardeşi yanında ölmüş, o da ağlıyordu. Aldık, 2 gün dolabın altından çıkmadı. Şimdi ise bizim oğlan gibi eve girmiyor. Muhteşem bir zekası var. Hiç kedi gibi durmuyor.
Evde 3 kedi olunca yiyecek ve sağlık ihtiyaçları da ona göre oluyor.
Yemek işinde bir problem yok.
Bay Kona hiç doymayan Celal'i dahi doyurmayı başarmış bir adam.
Ancak, iş sağlığa gelince bu kadar kolay olmuyor.
Hizmet sadece evdekilere değil kapıya gelen ve rastladığımız tüm biçare canlara.
Sapanca'daki cenneti aldiktan sonra da durum degismedi. Bu defa orada daha da sahipsiz olan sokak hayvanlarına hizmet başladı. Iyi ki Azizler Veteriner ile tanıştık.
Başta hünerli Vet. Elif olmak uzere Veterinerler Alper, Asli ve Turgay ile buluştuk.
Güler yüzlü, vicdanı yüksek, güzel insanlar.
Bu defa sokaktan toplamaya devam ettiğim kel, kör, topal, ezilen sokak köpek ve kedilerine yarım fatura kesiliyor.
Kliniğin kapısına gelen hiç bir sokak hayvanı rızkını almadan gitmiyor.
Hatta sahiplendirilmek üzere buraya bırakılan hayvanlar bir süre izzet ikram, geceler dahil tam pansiyon konuk ediliyor.
Biliyorum, çok kazandıkları yok.
Gönülden verdikleri ile emekleri karşılığında elde ettikleri birbirini dengeliyor.
İşlerini çok sevdikleri her hallerinden belli.
Sloganları "Onlar mutlu, Biz mutlu"
Tüm hayvanların biz insanlara emanet olduğunu bilerek, emanete hiç hıyanet etmiyorlar.
Yolunuz ve kısmetiniz güzel gönülleriniz kadar ferah olsun ki; derdini söylemekten aciz, uygulanan şiddete karşılık veremeyecek denli güçsüz, ancak tüm yapılanlara rağmen insanoğlu ile bağını koparmayan, sevgi ve bağlılığı ile anlayan insanoğluna örnek bu sokak hayvanları sizler Elif, Alper, Aslı ve Turgay'ı hep yanı başlarında görsünler.
İyi ki varsınız...

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.