Kalkınmakta olan Türkiye’de yıllardır mevcut olan ve ekseriyeti teşkil eden orta sınıf, günümüzde ne durumda… Bilindiği gibi orta sınıf toplumun gelir düzeyi ve gelir dağılımından beslenir. Aynı zamanda yaşam biçimi ve yaşam tarzı ile de toplumun sosyal yapısında yeni algılar, yeni arayışlar ve farklı tepkileri geliştirir. Orta sınıfı hem ‘gelir kategorisi’ hem de ‘davranış kategorisi’ olarak kavramak gerekir. Orta sınıf, ‘gelir kategorisi’ mi, ‘davranış kategorisi’ midir? Orta sınıfı tanımlamak için ‘somut ölçütler’ nelerdir?

Hatırlanacak olursa, Cumhuriyet’in ilk kalkınma hamlelerinden bu yana ‘orta sınıf oluşturulması’ öncelikli hedefler arasında yer alıyordu. Dolayısıyla Türkiye’deki dönüşümü anlamak için orta sınıfa bakmakta fayda var. Orta sınıfın özelliği, yalnızca ihtiyaçlar dairesinde değil, kendisini bunun dışındaki ‘lüks’ olarak nitelenebilecek tüketimle gösterebilen gruplar olarak ortaya çıkıyor. Bu bağlamda kullanılan arabanın modeli, televizyon ve benzeri eşyalar gibi görece lüks tüketim unsurlarının özellikleri, AVM alışkanlığı, yurtdışına çıkış sıklığı, marka kullanımı gibi farklı unsurları da orta sınıfın eğilimlerini belirleyici olarak niteliyor.

Bu kriterlere göre Türkiye nüfusunun yüzde 59’u orta sınıfa dâhil. Toplumsal araştırmalarda öngörüldüğü şekilde orta sınıf, ülkenin sosyal eğilimlerini yansıtan bir fotoğrafı gibi. En yaygın hobi, televizyon izlemek, akraba ziyaretleri, yemek yapmak ya da arkadaşlarla buluşmak. Öte yandan benzer şekilde orta sınıf pek okumuyor, opera, bale ve tiyatroyla arası yok, yurtdışı tatilleri ise halen lüks. Araştırma sadece yüzde 13’ünün pasaportu olduğunu vurguluyor. Orta sınıf, kadının toplumsal yaşama katılımını, iş hayatında var oluşunu destekliyor. Ama bir şartla ‘önce eşine sorsun’.

Ortalama bir Türk ailesinde çalışan kadına rastlamak zor. Orta sınıf ailelerdeki kadınların yüzde 90’ı aşan bir oranı çalışmıyor. Yani orta sınıf ailelerdeki anne modeli ‘ev kadını’… Bu kapsama giren ev kadınlarının ise büyük çoğunluğu 2 çocuk sahibi. Sabah evin babası işe, çocuklar okula gidiyor. Anne yemek yapmaya, ortalığı toplamaya, çamaşır yıkamaya girişiyor. Akşama dek görünmez kahraman olarak çalışıyor. Bu ortalama ev kadının hiçbir sosyal güvencesi yok.

Akşama dek televizyon ona arkadaşlık ediyor. Bazen komşulara ziyarete gidiyor ama hayatı genellikle evinde dört duvar arasında geçiyor. Bu ailelerin hayatındaki bir başka önemli olgu ise televizyon. Yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, 15 yaş ve üzerindeki bireylerin hafta içinde 3 saat, hafta sonunda ise 3 saat 23 dakika televizyon seyrettiğini ortaya koyuyor. Televizyon seyretme süresi ise 10 yıl önceye göre düşmüş durumda. Eğlence programları ve diziler onlar arasında çok popüler. Bu ailelerde 2 televizyonu olanlarda var. İkinci televizyonun alınması ise aile içinde “hangi programı izleyelim” tartışmalarını ve bu konudaki çatışmaları önlemek için üretilmiş bir çözüm.

Türkiye açısından bakıldığında karşımıza şöyle bir durum çıkıyor: AVM’lerde markete en yakın park yerini bulduğu zaman bir çekirdek aile sevinci yaşayan, Migros torbalarıyla gezen, evini ekmeği zor götüren ama altında arabası, cebinde son model cep telefonu olan, taksitle alışveriş yapan, kredi kartı borcunu tüketici kredisi alarak kapatan, Türkiye'de nüfusun azını, nüfusun çoğunu kaplayan bir sınıftır orta sınıf …

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.