Fakat, modern diş hekimliği uygulamalarında hipnozun kullanımı, bu süreci daha konforlu ve ağrısız hale getirme potansiyeline sahip bir yöntemdir. Ortodonti Uzmanı ve Klinik Psikolog Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Özkan’a göre, hipnoz diş hekimliğinde hem hastaların kaygısını azaltmada hem de ağrı yönetiminde etkili bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. Hipnoz, zihinsel odaklanmayı artıran bir durum olarak tanımlanmaktadır. Tıp alanında uzun senelerdir kullanılan bu yöntem, diş hekimliğinde de hastaların rahatlamasına ve tedaviye uyum sağlamasına yardımcı olmaktadır.
Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Özkan, hipnozun özellikle diş hekimi korkusu (dentofobi) yaşayan bireylerde kaygıyı azaltarak tedavi sürecini daha rahat hale getirebileceğini ifade etti. Hipnotik telkinlerin, hastaların gevşemesine ve tedaviye uyum sağlamasına yardımcı olduğunun altını çizen Özkan, hipnozun aynı zamanda ağrı eşiğini yükselterek lokal anesteziye duyulan ihtiyacı da azaltabileceğini söyledi. Özkan, "Bilimsel araştırmalar, hipnoz uygulanan hastalarda stres hormonlarının azaldığını, kalp atış hızının dengelendiğini ve hastaların tedavi sürecine daha iyi adapte olduğunu gösteriyor" sözleriyle, hipnoz yönteminin tedavi sürecini daha konforlu hale getirdiğine parmak bastı. Özkan, hipnozun özellikle belirli hasta gruplarında daha etkili olduğunu ifade ederek, bu yöntemin diş hekimi korkusu yaşayan bireylerde kaygıyı azaltarak tedavi sürecini kolaylaştırabileceğini, ağrı eşiği düşük hastalarda ağrı algısını değiştirerek daha konforlu bir deneyim sağlayabileceğini sözyledi. Ayrıca, bulantı refleksi yüksek hastalarda bu refleksi baskılamaya yardımcı olabileceğini, lokal anesteziye alerjisi olan bireylerde ağrı kontrolünü destekleyebileceğini ve diş sıkma (bruksizm) sorunu yaşayan hastalarda bilinçdışına yönelik telkinlerle bu problemlerin yönetimine katkı sağlayabileceğine vurgu yaptı. Hipnoz, yalnızca kaygıyı azaltmakla kalmıyor; aynı zamanda diş tedavilerinde birçok avantaj sağlamaktadır. Hastalar daha rahat bir şekilde iş birliği yapabiliyor, bulantı refleksi kontrol altına alınabiliyor ve tedavi süreçleri daha hızlı ilerleyebiliyor.
Fakat, herkesin hipnoza yatkınlığı aynı değil elbette. Araştırmalara göre, toplumun yaklaşık %10-15’i hipnoza son derece duyarlı iken, %70’i orta seviyede tepki vermektedir. %10-15’lik bir kesim ise hipnoza karşı dirençli olabilmektedir. Ayrıca, ileri düzeyde psikiyatrik rahatsızlığı veya dissosiyatif bozukluğu olan bireylerde hipnozun uygulanması önerilmemektedir. Son senelerde yapılan bilimsel araştırmalar, hipnozun diş tedavilerinde hastaların ağrı ve kaygı seviyelerini %70’e varan oranlarda azalttığını göstermektedir. Geleneksel yöntemlere alternatif veya destekleyici bir seçenek olarak sunulan hipnoz, diş hekimi korkusunu ortadan kaldırarak, daha konforlu bir tedavi süreci vadetmektedir.