Son birkaç yıldır gayrimenkul piyasası küçülüyor. İnşaat yapım maliyetleri artmasına rağmen satış rakamları düşüyor. Muhtemelen yüzyılın gayrimenkul krizini yaşıyoruz. Bununla birlikte sektörde yapılan sahtekarlıklarda da artış var. Sanki sıkıntılı dönemlerde üç kağıtçıların iştahı daha çok kabarıyor ve sahaya iniyorlar. Kriz bahanesiyle reel fiyatın çok altında bir gayrimenkulün satışa çıkarılması ‘’sözde uyanık’’ yatırımcıyı hiç de şüphelendirmiyor. Dolandırıcılar ağına düşürdükleri çaylak gayrimenkul yatırımcısının adeta kanını emiyorlar. Son üç yıldır özellikle Çekmeköy ilçesinde milyonlarca lira dolandırdılar.

Profesyonel bir ekip tarafından, figüran kullanılarak birçok alıcı büyük meblağlar dolandırıldı. Figüranlar yakalanmasına rağmen çete çökertilemedi. Tapu, kadastro, belediye, nüfus müdürlüğü gibi kurumları çok iyi tanıyan, çalışma esaslarını bilen bu çetenin; kurum içinden rahatça bilgi aldığını düşünüyorum. Yerel emlak piyasasını da iyi bilen bu sahtekarların yöntemlerini açıklamak boynumuzun borcu…

Dolandırıcılar çoğunlukla uzun zamandır işlem görmemiş, alınıp satılmamış gayrimenkulleri seçiyorlar. Maliği yaşlı, yerel piyasada pek tanınmayan, gayrimenkulün olduğu bölgenin dışında yaşayanların gayrimenkulleri özellikle seçiliyor… Gayrimenkul piyasası ile fazla ilişkisi olmayan bu kişilerin arsa-arazilerini el altından uygun fiyata satılığa çıkartıp, gayrimenkule acil satılık havası verip, alıcı buluyorlar ve yüksek miktarda kaparo çarpıyorlar ve kaparoyu alıp ortadan kayboluyorlar…

Kaparo hırsızlığı duyulup bu olay piyasada dillenmeye başlayınca aynı sahtekarlar taktik değiştiriyorlar. Bu sefer kurban olarak belirledikleri gayrimenkulün sahibine benzeyen, aynı yaşlarda bir figüran ile yeni kimlik çıkartarak kamu kurumlarında işlem yapmaya başlıyorlar.

‘’Bir keresinde; 500.000 liraya anlaştıkları bir 2/b arazisini, 6292 sayılı kanun kapsamında muvafakatname ile noterde devir yaptılar, ancak bankada para olmadığından ödemenin yarısı bir gün sonraya sarktı.

Bu arada alıcı arkadaşımız aldığı arsadan bize bahsetti. Bizde yerel olmamızdan kaynaklı, fiyatın çok düşük olması ve ailenin böyle acil ve düşük rakama bir satış yapma ihtiyacı olmadığından yola çıkarak, konuyu hızla açıklığa kavuşturduk. Bir gün sonra arkadaşımız kalan ödemeyi yapmaya polis ile birlikte gitti ve dolandırıcıları yakalattı. Anlaşıldı ki yakalananlar on beş bin liraya kiralanmış şehir dışından gelmiş figüranlar, gerçek çete üyeleri ise yine yakalanamadı, ama arkadaş bir 250.000 lira daha kaptırmamış oldu’’

Bir başka arsa yatırımcısı arkadaşımız bu sahtekarlara 3 milyon lira kaptırdı. Figüranlar yine yakalandı hapse atıldı, mahkeme devam ediyor ancak çete yine çökertilemedi. Böyle bir çok dolandırıcılık hikayesi var…

Onlarca bu tür dolandırıcılık teşebbüsünü engelledik. Arazi sahiplerini haberdar ederek savcılığa ve emniyete durumu ihbar etmelerini sağladık. Ancak bu sahtekarlar ‘’dişine kan değmiş köpek balığı gibi…’’ durmuyorlar ve ortam çok müsait…

Bu yöntemle milyonlarca lira dolandıran bu çete son yılların en profesyonel ekibi. Bu at hırsızlarını yakalamak için emniyet özel bir ekip kurup çeteyi çökertmeli, yoksa çok kişinin canı yanacak. Ticarette birinci kural güvendir. Bu tür dolandırıcılık işleri emlak piyasasında zaten az olan güven iklimini daha fazla zedeliyor.

Gayrimenkul alıcı ve satıcıları yerel ve itibarlı firmalar ile çalışırsa bu tür sıkıntılı durumlarla karşılaşmazlar. Çünkü yerel firmalar gayrimenkulün geçmişini, sahibini, yani hikayesini bilir. Zaten bu hırsızlar kurban seçtikleri gayrimenkulü satmak için, gayrimenkulün bulunduğu ilçenin dışındaki emlakçılara hatta şehir dışındaki emlakçılara, ayakçılara başvuruyorlar. Bu emlakçılar maden bulmuş gibi seviniyor ve gayrimenkulü satmaya çalışıyorlar. Ancak yerel bir profesyonel bu pazarlama faaliyetini duyduğu anda işi çözüyor ve bütün oyun başlarına yıkılıyor…

Her gün milyonlarca liranın el değiştirdiği gayrimenkul piyasası bir kanun ile güvence altına alınmalı ve sektördeki dürüst emlakçılar hoş olmayan ithamlardan kurtulmalı, sektör hak ettiği saygınlığa kavuşmalıdır.

Emlakçılık; alıcıyı, satıcıyı ve emlakçıyı koruyan, emlakçının kim olduğunun/ emlakçılığın nasıl yapıldığının belli edildiği,

Yetki, görev ve sorumlulukları gelişmiş ülkelerde olduğu gibi kapsamlı, bir mevzuat düzenlemesi ile açıklığa kavuşturulduğu bir sisteme acilen kavuşmalıdır. Sektör başka türlü sağlam bir zemine oturmayacak; tüketicinin, yatırımcının ve emlakçının mağduriyeti bitmeyecektir.

Not: Hazine ve 2/b Arazilerini haksız yere üzerlerine geçirmeye çalışan ayrı bir çete daha türedi, bu ise ayrı bir makale konusu…

18 Temmuz 2019

İsa DEMİR-Gayrimenkul Yatırım Uzmanı

www.alemdagmerkezemlak.com

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.