İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, CHP belediye meclis listelerine partili olmayan AK Partili, İYİ Partili, MHP’li, BBP’li ve cemaat bağlantılı isimleri doldurması bugün kendisi için büyük bir tehdide dönüşmüş durumda. Şimdi ise Beykoz’da AK Parti adayının kazanma ihtimali nedeniyle büyük bir panik içinde ilçeyi adeta ablukaya aldı. Oysa bu isimleri CHP listelerine doldururken, kendi partisini dışlarken ve CHP örgütünü İBB’den uzak tutarken bu durumu düşünmeliydi.
CHP’li Kadrolar Dışlandı, Sağ ve Cemaatçi İsimler Öne Çıkarıldı
İmamoğlu, İBB yönetimine geldikten sonra CHP örgütüne mesafeli durarak, belediyenin önemli kadrolarına İYİ Parti, MHP ve Süleymancı yapılarla ilişkili isimleri yerleştirdi. Kültür ihaleleri belirli firmalara yönlendirildi, Kültür Müdürlüğü atamaları tartışma yarattı ve belediyelerdeki birçok başkan yardımcısı ihale yolsuzlukları nedeniyle yargılanmaya başladı.
Son olarak, Beykoz Belediyesi Başkan Yardımcısı BBP’li Bilgehan Murat Miniç’in, belediyenin kadın güvenlik görevlisiyle öpüşürken yakalanması, CHP tabanında büyük rahatsızlık yarattı. Ancak bu tür skandallara rağmen, Miniç’in görevden alınmak bir yana, adeta korunması CHP içindeki öfkeyi daha da büyüttü. Miniç’in, Beylikdüzü’nde ihale yolsuzluğundan yargılanan Fidan Gül ile birlikte sürekli İBB’ye gidip geldiği konuşuluyor.
Beykoz'da AK Parti Adayı Kazanırsa Ne Olacak?
Beykoz’daki seçimde AK Parti adayının kazanması durumunda, bunun sorumlusu doğrudan Ekrem İmamoğlu ve ekibi olacak. CHP örgütünü dışlayarak belediye meclis listelerine sağ ve cemaat bağlantılı isimleri dolduran, partili kadrolara değil, sağ tandanslı ve çıkar ilişkileriyle hareket eden isimlere öncelik veren İmamoğlu, bugün kendi tercihlerinin sonuçlarıyla yüzleşiyor.
Beykoz’da düzenlediği ziyaretlerde beklenen ilgiyi göremeyen ve CHP örgütünün desteği olmadan tabanda ne kadar etkisiz kaldığını anlayan İmamoğlu’nun, CHP teşkilatını göz ardı etmenin bedelini ağır ödeyebileceği konuşuluyor.
Beykoz’daki seçim, yalnızca bir başkan vekili seçimi olmanın ötesinde, CHP içinde uzun süredir biriken rahatsızlıkların su yüzüne çıktığı bir dönüm noktası olabilir. Sonuç ne olursa olsun, İmamoğlu’nun yerel yönetim stratejisi ve CHP içindeki dengeleri nasıl değiştirdiği uzun süre tartışılmaya devam edecek.