Erkek egemen dünyada kadınlar günü…

Erkek egemen dünyada kadınlar günü…

08 Mart 2017 Çarşamba 09:30
Erkek egemen dünyada kadınlar günü…
Çağdaş Türkiye, kadın-erkek eşitliğinin birçok toplum kesitinde eksik kalmış boyutunu geliştirmek zorunda... Kadının haklarına, hukuk ve ekonominin yanı sıra, yaşamın paylaşılmasında, anlayışlarda, aile içindeki eşitlik düzeyinde sahip çıkılmalı... Kadının çalışma yaşamına katılması teşvik edilmeli, kadın ve erkeklerin aile sorumluluklarını paylaşmaları ve bunu kolaylaştırıcı çağdaş çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılması sağlanmalı... 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nden başka 364 gün kadınlarımızı hatırlayalım. Kadın, en nadide çiçektir. Sırtından para kazanılan, gençliği ve güzelliği sarhoş masalarında meze olan, eskiyip işe yaramayınca da huzurevinde yaşamaya mahkum edilen zavallı bir mahluk haline getirilen kadınlarımıza kim merhamet elini uzatacak? Günümüzde Cahiliye dönemini aratmayacak iğrenç uygulamalarla kadınlar sömürülmekte. Kadına reva görülen baskı ister özel alanda, ister kamu alanında olsun “Fiziksel, görsel ve psikolojik baskı” olarak devam ediyor.  Kadınlar 160 yıldır (1857’den beri) politik, ekonomik ve sosyal hakları için mücadele ediyor, her alanda cinsiyete dayalı eşitlik mücadelesi veriyor. Bu mücadele Türkiye’de özellikle iş alanında “pozitif ayrımcılık” uygulamasıyla desteklenmek isteniyor, kadınların geçmişteki kayıplarının telafisine niyet ediliyor. Oysa kadın cephesinde her gün telafisi mümkün olmayan can kayıpları veriliyor. Seçme ve seçilme hakkını elde eden kadının, bugün bedeniyle ilgili kararlar vermesine bile izin verilmiyor. Kadının, bedenine kimin dokunacağına dair seçimleri hiçe sayılıyor. Kızların eğitim hakkı devlet aracılığıyla zorunluluk adı altında korunabilse de kızların eğitim kurumuna giderken güvenliği, bedeni, ruhu, canı korunamıyor. Kılık kıyafet özgürlüğünden bahsedilirken kadına tecavüzü haklı çıkarmak için kadının kıyafeti suça teşvik unsuru olarak gösteriliyor. Boşanmak isteyen kadın Medeni Kanun’a göre değil, erkeklik kanununa göre ancak darp edilerek boşanabiliyor. 2012 yılında kabul edilen “Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlemesi” yasasına rağmen şiddet önlenemiyor, kadın korunamıyor, dolayısıyla aile hiç korunamıyor. Kadınlara ne veriliyor, kadınlardan neler alınıyor? Kadın bir yandan kadın hakları için mücadele ederken diğer yandan erkekler tarafından insanlık hakları yok ediliyor. Erkek egemen dünyada kadının varlığına ve sınırlarına erkeklerin kararınca olanak tanınıyor…Türkiye`de şiddetin bir numaralı hedefi olan kadınlar, iş hayatında da şans bulamıyor. Aile mahremiyetinin bir unsuru olarak görülerek gizlenen aile içi şiddete daha çok genç kadınlar maruz kalıyor. Kadınlara yönelik şiddetin en belirgin nedeni, toplumda kabul gören genel ahlak ve namus anlayışı. Bu anlayışa uymadığı ileri sürülen kadınlar, şiddetle cezalandırılıyor. Yaralama ve öldürme gibi ağır şiddet eylemleri toplumsallaştırılıyor. Şiddet gördüğünden dolayı boşanmak isteyen kadın, erkeğin mantıksız gururu yüzünden öldürülüyor. Bütün bu karanlıkların altında ezilmiş bir kadın...  Kadın olmak zordur dünyada ama Türkiye’deyseniz emin olmalısınız ki bu çok başka!!! Bir erkeği eğitirseniz tek bir insanı eğitmiş olursunuz. Bir kadını eğitirseniz, bütün bir aileyi, bununla birlikte bir toplumu eğitmiş olursunuz. Ne mutlu bir Atatürk yetiştiren Türk kadınına, ne mutlu O'na sahip olan Türk milletine...
Son Güncelleme: 08.03.2017 09:30
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
banner3

banner72