Deprem, randevu vermiyor…

Deprem, randevu vermiyor…

05 Mart 2017 Pazar 19:53
Deprem, randevu vermiyor…

Bilindiği gibi 17 Ağustos 1999 depreminden sonra deprem anında kaçış alanı olarak kullanılmak üzere ilçelerde yerler tespit edildi. Ne var ki yapılan araştırmalarda bu vatandaşlara ayrılan yerlere AVM ve site yapıldığı ortaya çıktı. Son Çanakkale Ayvacık depremi insanlarda yine İstanbul merkezli Marmara depremine akıllara getirdi. Getirdi de sanki bugüne kadar önlem mi aldık? Ne gezer…  Çanakkale’deki art arda 5.3 büyüklüğündeki depremler korkulu anların yaşanmasına neden oldu. GSM şebekeleri ve deprem uzmanları yine uyarılarda bulundu. Köylerdeki evler yıkıldı. İnsanlar açıkta kaldı. Şimdilerde bu da unutuldu… Oysa 1999’daki Marmara Depremi’nden sonra kollar sıvanmış, depremle yaşamak için hazırlıklar başlamıştı.


Depremden iki yıl sonra hazırlanan ‘Afet Planı’na göre deprem anı ve sonrasında kaçış için 480 nokta çadır kent alanı olarak belirlenmişti. 17 Ağustos depreminden sonra o zamanki İstanbul Valisi Erol Çakır’ın talimatı ile ‘İl Afet Merkezi’ kuruldu. 15 kişilik kurul, depremden sonra çadır kurulabilecek 39 ilçede 480 nokta belirledi. Ancak aradan geçen zaman içinde halkın toplanma ve çadır kurulma alanları olarak tespit edilen yerler 2009’da 280’e ve ardından 2010’da 240’a indi. Özellikle devlete ait araziler aradan geçen zaman içinde imara açıldı. 2012 yılında yapılan resmi açıklamada 30 ilçede toplam 315 toplanma alanına 198.253 çadır kurulabileceği belirtildi. İBB’nin web sitesinden de silinen planda yer alan 480 kent alanında şimdilerde alışveriş merkezleri, rezidanslar ve oteller var. Bazılarında ise devlete ait resmi binalar yükseldi... Ümraniye aynı durumda… Hemen her yerde rezidanslar yükseldi ve de yükselmeye devam ediyor… Örnekler saymakla bitmez… Deprem bilimciler ise olabilecek İstanbul depremi konusunda çeşitli bilgiler veriyor… Çok korkuyoruz ama korktuğumuzla kalıyoruz…  Ancak korku olmasına rağmen başka bir araştırma, yüzde 95 oranında kendimizi depreme hazır hissetmediğimizi ortaya koydu. Bunun nedeni ise toplumun deprem için hiç bir hazırlığının bulunmaması. Kendilerinin ve devletin deprem için hazır olmadığını bilen toplum korku ve paniğe yöneliyor. Yaşadığımız, güçlü olmadığı halde binasına güvenmeyen vatandaş ya kendisini aşağıya atıyor ya da panik halinde kaçınca yaralanıyor.  Kentsel dönüşüm diye bir şey başladı. Kentsel dönüşüm filan yok İstanbul’da. Belki yıkılıp yapılan birkaç bina var ama 1999’dan 2014’e kadar 15 yıl geçti. Biz bu 15 yılda İstanbul’un beşte birini yani yüzde 20’sini yıkar yeniden yapardık. Kalan yüzde 80’ini de parça parça hallederdik önümüzdeki süreçte. Ancak bunun yerine her yere gökdelenler dikildi. Yeşil alan olarak ayrılan birçok yerde imar değişiklikleriyle kocaman binalar yapıldı. Çünkü asıl rant arazi İstanbul’da…Mezar alanları bile kalmadı. Depremde ölecek insanları gömecek yer de kalmadı…Denetleyen filan da yok… Pekii, yıllarca cep telefonlarından deprem vergisi ödendi ve ödeniyor. ‘Ama bu paralarla yol yapıldı’ deniyor. Böyle şey olur mu? Tabii ki yol da yapacaksın. Belediyelerin görevi. Ama para kaynağı deprem vergileri değil… ‘Yol yaptık gitti’ diyorlar, peki kaç para toplandı, denetleme yapıldı mı, kim ne kadar nereye para harcadı bilmiyoruz. Burası Türkiye… Böyle gelmiş, böyle de gidiyor… Kimse de düzeltemez… Ta ki beyinler düzelmedikçe… O da olmayacağına göre yine işler Allaha kalıyor…

Son Güncelleme: 05.03.2017 19:53
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
banner3

banner72