Yağış İstanbul'a yaramıyor. Zaten trafikten altyapısına kadar her yönüyle sorun olan çağdışı kent, yağışlı zamanlarda çekilmez oluyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2017 yılı konsolide bütçesini 42 milyar olarak açıklamıştı. İyi hoş güzel de bunca yatırım varsa ve yapılmışsa; İstanbul neden üç günlük sağanak yağışlarda teslim bayrağı çekiyor? Caddeler, sokaklar neden tıkanıyor? Yolları, evleri, kaldırımları neden sular basıyor? Dereler ve rögarlar neden taşıyor? Ve en vahimi bu gibi zamanlarda neden can kaybı yaşanıyor? Birileri taşan derede boğuluyor, birileri su basan yolda yaşanan kazada hayatını yitiriyor vs. vs... Her yağış sonrasında haber merkezlerine düşen kaza ve olay haberlerini yayınlamaktan bıktık. Bir yandan, ‘Avrupa Birliği, çağdaş medeniyetler, modern dünya kentleri' derken; diğer yandan yağmurdan taşan rögarın bir kapağına bile sahip çıkamıyoruz. Kültür ve sanatta bir numarayız ama, su baskınına hala can veriyoruz... Gidin her yağış sonrası Sultanbeyli'yi, Beykoz'u, Tuzla'yı ve Üsküdar'ı gezin, gezebilirseniz. Arka mahallelere çıkıp gecekondu semtlerinde insanların çektiği eziyeti ve çileyi gözlemleyin. Taşan dereleri, taştığı için kokudan geçilmeyen sokakları, su basan fakir-fukara evlerini... Ana caddelerin kepazeliğini görün. Her yağışta geçilemeyen Beykoz'un girişinde saatlerce bekleyin...İstanbul’da yaşayan insanların farklı yörelerden gelmesi, uyum sağlayamaması sonucu oluşan kozmopolit bir topluluğu barındırması ve içinde yaşayan insanların birbirlerine karşı tahammül eşiklerinin fazla düşük olması. Sorunları artırıyor. En önemli 3 sorun; trafik, kalabalık ve sürekli göç alması… Bugün İstanbul bir başka ülkenin toprağı olsaydı, muhtemelen değeri bilinir, bambaşka bir yer olurdu... Bakıyorsunuz Avrupa'ya, adamlar 'köy' diyebileceğimiz, hiçbir önem barındırmayan kentlerini dahi canavar gibi yapmış.. Adam heykel dikmiş, çeşme yapmış, müze açmış, ağaç dikmiş, çiçek ekmiş park olsun demiş. Binalar şu yüksekliği geçmesin şehrin görüntüsü bozulmasın demiş. Rant peşinde koşulmamış, yap boz tahtası olarak görmemiş şehrini… Sonuç itibarı ile İstanbul büyük, nüfus kalabalık, altyapı ve yollar yetersiz... Yani sorun yılların sorunu. Ancak her seçim döneminde halka verilen vaatlerin sadece yüzde 50'si gerçekleştirilmiş olsa idi bugün bu sorunların yüzde 90'ı olmayacaktı. Ya da geçekleştirilmesi mümkün olmayan vaatler verilmeyecekti. Vaatler hep aynı. Ama bu vaatler sonradan nedense unutuluyor… Daha çağdaş ve daha modern bir kent istiyoruz...

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.