Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Kovit-19 virüs salgını yüzünden evlere kapanmak zorunda olduğumuz karantina günlerinde müstakil bahçeli evlerin kıymetini anlamaya başladık. İnsanın doğasına uygun olmayan ‘apartman hayatı’ evde kalınan uzun zamanlarda aileleri sıkmaya başladı. Özellikle yeterli yeşil alana sahip olmayan kalabalık büyük şehirlerde bu durum daha da vahim durumda. Topraktan yaratılmış olan insaoğlu, toprakla buluştuğu zaman daha çok mutlu ve huzurlu oluyor.

Özellikle büyük şehirlerde; son iki ayda şehir dışına doğru anormal bir kaçış var. Bu talep devamlı vardı, ancak virüsle birlikte en az 10 katı arttı. Ertelenmiş olan hayaller devreye girdi. Daha ilerideki zamanlarda planlanmış olan müstakil ev veya arazi alımları virüsle birlikte öne çekildi.

Dünyanın birçok Metropolüne göre ucuz, fakat ülke ortalamasına göre pahalı olan İstanbul’da, her alıcıya hitap edecek gayrimenkul bulmak mümkün. Alıcılar bütçelerine göre arayış içine girdiğinde hızla villa ve villa arsaları satılmaya başladı. Yıllardır kiraya verilemeyen villalar kiraya verildi. Tapu dairelerinin, Belediyelerin ve emlakçıların kısıtlı çalıştığı geçtiğimiz bir-iki ayda bile birçok villa, arsa ve tarla satıldı.

Ekonomik durumu villa almaya müsait olmayanlar ise kendi evini yapmak için kolları sıvadı. Şehrin biraz daha dış tarafında, ulaşımı kolay köylerden tarla vasfında bir yer alıp mütevazı bir ev yaparak kalan bahçesinde tarım ve hayvancılık yapma derdine düşen vatandaş arazi bulmakta zorlanıyor. Çünkü orta gelir gurubunun alabileceği araziler henüz planlamamış veya yanlış planlanmış durumda. Burada orta ve dar gelirliyi de düşünerek bir planlama yapılmalı. Her zaman söylediğimiz gibi plan yapılırken bir taşla iki kuş vurulmalı. İstanbul çevresinde tarım alanı diye planlanan, ancak %90’nında tarım yapılmayan, hiçbir zaman da yapılmayacak olan alanlarda; bir çiftlik evi yapmaya müsaade edilmeli. Buna göre yol, su elektrik alt yapısı hazırlanmalı. 1000m² bir arazinin 100m² sine ev yapılsa geri kalan kısmı tarım ve hayvancılık için kullanılır. Bu durum daha büyük tarlalar içinde geçerli olmalı. Böyle bir planlama ile 40 yıldır önüne geçilemeyen kaçak yapılaşma engellenir. Çok verimli olmayan arazilerde bile tarım yapılır, ekilir- biçilir.

Ancak Devletimiz bu konuda çok geriden geliyor. Adil bir şehir planı maalesef yapılamıyor. Planlamada dönen dolaplar yüzünden şehir ve şehir insanı harap ediliyor. Plan yapıcı personel; bir yere katma değer katacak bir imar verildiğinde bunu kendinden biliyor ve oradan nemalanmak istiyor. Veya çok koruyucu davranıp şehri katlediyor.Taşlık kayalık alanları tarım arazisi olarak planlayanlar, hiçbir farklılığı olmadan, yan yana bulunan arazilerin birini tarım alanı, diğerini konut alanı olarak planlayanlar, bu ülkeye büyük kötülük yapıyorsunuz. Vatandaştan sonra gidilen yerde maalesef düzen olmuyor. İmar konusu çok çetrefilli bir konu, birçok kurumu bağladığından söyleyip yazdıklarımızı, kurumlara gönderdiğimiz dilekçelerimizi, halkın yakarışını kimse üzerine almıyor, hatta bizden daha çok yakınan idareciler var!

İstanbul’da villa imarlı bir arsa alacaksanız m² sine 1000 ile 20.000TL arasında bir para ödeyerek arsayı alır, üzerine villa yapabilirsiniz. Bu da şu demek oluyor; İstanbul’da villa fiyatları 1,5 milyon ile 30 milyon TL arasında değişiyor, hatta daha fazla olan yerlerde var.

Her şeye rağmen villa ve arazi fiyatları artmaya devam ediyor. Aynı 1999 depreminde olduğu gibi hızlı bir fiyat artışı var. Tabi ki bu durum fazla devam etmez. İnsanoğlu unutkandır, salgın yavaşladığı an, villa ve araziye talep azalır. O yüzden mülk sahipleri biraz daha insaflı olmalı, fahiş artışlar yapmamalı. Satmak isteyen bu fırsatta satmalı, dönemi iyi değerlendirmeli…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Nuri Seyhan 2020-06-27 06:13:25

Çok doğru bir tesbit. Hava almayan bölgelerde yaşamak bundan sonra tercih edilmeyecektir.
1950 den buyana apartmanlaşan yurdumuzda 2050 ye doğru tekrar az katlı ve müstakil evlere dönüş çoğalacaktır.