İşsizlik sorunu, Türkiye’nin kanayan yarası. Devletin kurumu olan TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu), son işsizlik rakamını  açıkladı. TÜİK rakamlarına göre tam 2 milyon 806 bin kişi işsiz. Bu rakamın aslında daha yüksek olduğunu, TÜİK’in az gösterdiğini tahmin ediyorum. Türkiye’de şu anda enteresan bir manzara var…

Bir yanda halka “İki yetmez, en az üç isterim… Üç de olmaz, dört olsun” diye sürekli çağrıda bulunan kafalar… Yedi Kocalı Hürmüz’de olduğu gibi “Üç de yetmez beş olsun, ver Allahım ver!..”  Öbür yanda da inim inim inleyen, iş arayan tam 2 milyon 806 bin işsiz. Ve de bir başka yanda ise 800 küsur liraya (Asgari ücrete) bir ay boyunca çalıştırılan, iliğine kadar sömürülen birkaç milyon vatandaşımız.

Durum bu derece vahimken siz muhalefet partilerinin hiç bu 2 milyon 806 bin rakamını gündeme getirdiğini, asgari ücret konusunu konuştuğunu duydunuz mu? Tabii ki duymadınız. Duymazsınız da. Bunun hesabı sorulmazsa neyin ki sorulur? Sadece meydanlarda, meclis kürsüsünde birbirlerine hakaret, bağırıp çağırmalar…

İşsizliğin bireysel ve toplumsal boyutta pek çok etkisi görülmektedir. Depresyondan hırsızlığa, cinayetlere kadar geniş bir yelpazede suça zemin oluşturma tabiatına haiz olan bu önemli sorun, sosyal hayatımızı pek çok alanda tehdit etmekte. Özetle vurgulamak gerekirse işsizlik belirli bir süre sonra işsiz kitleleri potansiyel suç işleyecek kitlelere dönüştürür.

Bugün için işi olanların da ülkemizdeki  işsizlik sorunundan dolaylı veya dolaysız olarak etkilenmeleri kaçınılmaz olup çözüm için herkesin katkı sağlamaya çalışması ulusal müşterek menfaatlerimiz bakımından elzemdir. Bir ülkede istatistik verilerin realiteyi yansıtmamasının son derecede olumsuz sonuçları vardır.

Uluslararası karşılaştırmalar da önemli ölçüde geçersiz olacaktır. Ancak benzer durumların diğer ülkelerde de, hatta gelişmiş sayılan Batı’nın kapitalist ülkelerinde de söz konusu olabileceğini gözden uzak tutmamak gerekir. Türkiye’deki doğal işsizlik oranı %8-10 arasında değişmekte. Bu da şunu gösteriyor, aslında Türkiye’deki işsizlik rakamları çok yüksek değil.

Hatta İŞKUR’un ilanlarına bakacak olursanız binlerce işçi arayan işveren var. Ama biz insanlarımızı eğitemiyoruz. Meslek liselerimize gereken önemi vermiyoruz. Diğer lise mezunlarımızı da eğitemiyoruz. Sonuçta hayat lise sıralarında öğrenilen Türkçe, Matematik ya da Fen Bilimleri derslerinden oluşmuyor. Her meslek belli bilgiler ve ustalıklar istiyor ve biz kalifiye eleman yetiştiremiyoruz.

Evet, daktilo bilen biri artık bilgisayar öğrenmek zorunda ama örneğin marangozluk mesleği için değişen bir bilgi yok, sadece yıllardır yetişen insan yok hepsi bu. Acilen çözümler bulmalıyız. Bizim üniversitelere değil, anaokullarına ihtiyacımız var. Her yere üniversite dikerek Türkiye gelişmez. Temelden eğitim ve sonrasında mesleki eğitim.

 

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner72