TV’de Meclis görüşmelerindeki siyasilerin birbirlerine hitapları insanı utandırıyor. Türk siyaset dilindeki çürüme had safhada. Cumhurbaşkanından başbakanına, ana muhalefet liderinden diğerlerine siyasi nezaket adeta yerlerde. Karşılıklı "adi", "şerefsiz", "karaktersiz", "namussuz", "alçak" sözleri havada uçuşuyor. İki siyasi lider nerdeyse 20 yıldır karşı karşıya gelip tartışamıyor. Türkiye'de siyaset kültürünün nereden nereye geldiği açıkça görülüyor. Siyasi parti liderlerinin halk üzerine her hususta etkileri vardır. Dünyada çok değişik lider tiplemeleri var. Yıkıcı, parçalayıcı lider tipi, birleştirici lider tipi.. vb. gibi lider tipleri var. Kitleler üzerine uzun süre olumlu etkilerinin olmasını isteyen liderler üslubuna dikkat etmelidir. Bu aynı zamanda demokrasinin daha ileri seviyeye gitmesi için gereklidir. Türkiye´de bu işin alt seviyelerde olduğunu görüyoruz. Bir de siyasi üslubun karşılığı, siyasi partilerin dar tabanlarındaki kitleler olduğunu görüyoruz. Türk toplumundaki önemli değişimi liderler üsluplarında dikkate almalıdır. Uygun olmayan üsluba halk sempati duymuyor, hoşlandığını da sanmıyorum… Siyasiler birbirlerine ağza alınmayacak sözlerle hitap ediyorlar. Kullanılan sıfatlar ağır. Ölçüyü kaçırmamak gerekir. Halktan büyük çoğunluğun bu tür hitaplardan hoşlanmadığı görülüyor. Genel anlamda üslup ortalamanın altında olduğunda karşı taraf altta kalmamak için aynı üslupla cevap vermekte. Bu durumda öfke, bir yöntem olmakta ve herkesi daha kötü konumda üst seviyelere çıkarmakta. Siyasetçiler zannediyor ki, bir siyasetçi benim hakkımda ağır bir söz söylendiğinde cevap vermezsem, seçmende sanki ‘altta kaldı, söyleyecek bir lafı yoktu´, zafiyet algısı yaratır endişesiyle hemen anında cevap veriyor. Günümüzde siyasetçiler halka seslenirken seslenişleri, adeta bir düelloya dönüşüyor. Küfürlü cümleler kuruluyor. Bazı siyasilerin hakkında hazırlanan fezlekelerin tümünün “küfür ve hakaret davası…” olduğunu görüyoruz. “Küfürlü” ve sert üsluplar gerilimi tırmandırıyor, cepheleşmeyi arttırıyor... Hakaret, eleştiri değildir. Tartışmalar sert olabilir, ama seviye düşürülmemeli. Uzun yıllar genel başkanlık yapmış kişiler arasında sert tartışmaların olduğuna ama seviyenin aşağılara düşürülmediğine şahidiz. Siyaset, her şeyden önce bir ölçü ve kıyas sorunudur. Bakın demokrasinin vatanı olarak bilinen Eski Yunan'ın bilgeleri "ölçü" konusunda şunları söylerler: Ispartalı Khilon, "Tutkularını dizginle, ölçülü ol ", Lesboslu Pittakos, "Uygun zamanı kolla, ölçüyü göz önünde tut", Rodoslu Kleobulos, "Ölçü en iyi şey", Prieneli Bias, "Çok dinle, yerinde konuş, ölçüyü kaçırma" der...

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner72