AKP Matruşkaları

AKP Matruşkaları

17 Mart 2013 Pazar 18:02
AKP Matruşkaları

MHP Şile İlçe Başkanlığı son zamanlarda yaptığı dikkat çekici açıklamalarla gündem oluşturmaya devam ediyor. MHP Şile İlçe Başkanı Hüseyin Özgür, görsel örnekler ile yaptığı açıklamalarını her geçen gün daha da ilginçleştirmeye devam ediyor.  Özgür'ün bu kez hedefinde ilk olarak  AK Parti vardı. 

Özgür;?AKP Matruşkaları' diye başladığı konuşmasının başında; "Matruşka, bildiğiniz gibi iç içe geçmiş, açıldıkça içinden yenisi çıkan oyuncak bebeklerdir. Şimdi bizler burada AKP Matruşkasını açalım bakalım içinden neler çıkacak" dedi. Hüseyin Özgür açıklamasının devamında; "Açtığımızda görüyoruz ki ilk çıkan BDP, bizi birilerine vagon ya da baston olmakla suçlayanlara ithaf olunur. Zaten bölücülük konusunda demokratik açılım adı altında yapılan yıkım projesinde Türk adına karşı duyulan nefretin göstergesidir.

""

"AKP, bu Apo'yu dışarı çıkartmak için her yolu deneyecektir"

BDP'yi açtığımızda görüyoruz ki içinden PKK çıkıyor. Zaten dağdaki hainler terörist mücadeleyi yaparken diğeri güya demokratik mücadeleyi vermektedir. BDP'liler gidip dağdakilerle sarmaş dolaş olmakta sakınca görmemektedir. PKK'yı açınca, içinden Kandil çıkar. Kandil'i kim koruyor? Barzani. Hani şu kongreye onur konuğu olarak davet edilen ve hep bir ağızdan ?Türkiye seninle gurur duyuyor' diye tempo tutulan Barzani. Dağa çıkma konusunda Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın sözlerini hatırlayınız. ?Dağdakilere ağlayan da onlardır'.   Şimdi Kandil'i açalım?İçinden ne çıkacak? Bakın kim çıktı? Apo denen, bebek katili? O halde en merkezdeki, İmralı canisidir. Müzakere için can atılan Apo ile şimdi aleni olarak görüşülüyor. Ayrıca yine Bülent Arınç'ın; ?Bizler teröristler ile görüşecek kadar ahlaksız ve namussuz değiliz' şeklindeki cümlesini hatırlarsınız. Bu tanımlamalar kendilerine aittir. Ayrıca Arınç'ın Apo'yu sevimli göstermek için, bir zamanlar namaz kıldığından bahsetmesini unutmadık. Ayrıca Recep Tayyip Erdoğan'ın ?Sayın Öcalan' tabirini hatırlayınız. Bu AKP, Apo'yu dışarı çıkartmak için her yolu deneyecektir. Bir de Başbakan Erdoğan'ın ?Her türlü milliyetçiliği ayaklarımızın altına almış bir iktidarız' sözleri var.  Bu ayaklar altına alma tabiri aslında Peygamber efendimizin veda hutbesinde kan davası ve faizi kastederek kullandığı tabirdir. Kötü bir düşünce veya geleneği kaldırmak için kullanılan bir tabirdir. İslam dininin millet kavramını kabul ettiğini görmezden gelemeyiz. İslam, milleti kabul ettiğine göre bir Müslüman'ın, mensup olduğu milleti sevmesi, onun için çalışması, Müslüman olmasının gereğidir. Milliyetçilik dediğimiz de bu değil midir?

""

"Şimdi soruyoruz"

AKP'de siyaset yapan veya AKP'ye oy veren milliyetçiler... Başbakanın ayakları altında mutlu musunuz? AKP Şile İlçe Teşkilatı ve belediye başkanı; başbakan ile aynı mı düşünüyor?  Kendilerine sormak istiyoruz?  ?Evet' veya ?hayır' diyerek cevap versinler"  dedi.

""

?Taşıt giremez' levhası altındaki araçlar kimin?'

MHP İlçe Başkanı Hüseyin Özgür bu açıklamasının devamında, ülke siyasetinin ardından yerel siyaset ile ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Başkan Özgür bu açıklamasında da; "Bilindiği gibi Üsküdar caddemiz, belediyenin verdiği yeni ismi ile prestij caddesinde,  park sorunu yaşanmakta. Cadde üstünde esnaf iş yapamaz hale gelmiştir. Sayın Başkan Tabakoğlu'na soruyoruz: ?O babaları, caddeyi hangi amaç için inşa etti, bir otoparkımız bile yok, park edecek sokak yok. Bu esnaf bu sorunlar karşısında ancak yazın, yoldan transit geçen araçlara su satar. Bir de küçük caminin orada sürekli  iki araba var, sabah akşam ordalar. Ne hikmet ise girilmez yola giriyorlar. Cami cemaati o arabalara sürtünerek ibadete gidebiliyor. Bilindiği gibi o mahallede eski ahşap evler var. Buranın dar bir sokak olduğunu  unutmamak gerekli. Bir yangın tehlikesini göz ardı edemeyiz. Ancak yola 90 derecelik bir açı ile duran bu arabalar, yaya yolunu da kapatıyor. Kurallar herkes için geçerlidir, diye biliyoruz. Kural tanımayan bu araçları özel kılan nedir? diye sormak istiyoruz'.

Hüseyin Özgür, dikkat çekici açıklamalarına devamla;  "Garip şeyler duyuyoruz, hiç boş değil. Söylenenlere göre, neymiş efendim ?Belediye işletmesi bir şahsa ait beton santralini geri alıp   yine Karamandere Göleti'nde olduğu gibi, hokus pokus ile bir şahsa verecekmiş' iddialarının ardından adı geçen şahıs, bu konuyu yalanlamıştı. Ancak her iddianın arkasında bir gerçek vardır, bunu da zaman içinde göreceğiz.

"Turizm anlayışı bu mudur?"

 İlçemizde Ağva yolu üzerinde Belediye tarafından yapılmaya başlanan ?Şile Katı Atık Aktarma  İstasyonu' inşaatı, tüm hızı ile devam  ediyor. Diyorum ki, tatile gelen bir kişi yol kenarında bu tesisi görmek istemez. Hele ki  turizm  beldesi  diye çıkıyorsan ortaya bunlara müsaade  etmeyeceksin. Ve, bu tesis neden kurban kesim  yerinin yanında? Bence Şile Belediyesi'ne bir mimar almak lazım. Otursun ve bir şehir planlaması  yapsın. Ağva'yı mahalle yapan zihniyet  Şile'yi de köy yapmak için çabalıyor. ?Küçük olsun benim olsun' zihniyeti hala devam ediyor. Vergi dairemizi nasıl kaybederiz. Vergi Dairesi demek prestij demek, büyüklük demek, kolaylık demektir. Sakın çıkıp da, ?tüm vergi daireleri bir yerde toplanacak. Yasa çıktı ne yapalım' demeyin. Tek başına iktidar olanlar böyle küçük sorunları çözüp, bizim sesimizi keserler. Böylece de halkımıza da eziyet etmemiş olurlar. Şimdi Ağaçdere Köyü'ndeki vatandaşımız veraset almak için İstanbul'a Beykoz'a mı gidecek?.

Buradaki esnafın vergi dairesi ile olan işleri nasıl yürüyecek? Bu zulüm neden? Sadece buraya tahsilat ofisi koyarak bu iş çözülmez diye düşünüyoruz. Bakın önce vergi dairesi  gider, sonra adliye sarayı. Nüfus müdürlüğü ve mal müdürlüğünü de yollayın. Emniyet Müdürlüğü de gitsin.  2 köy korucusu alırsınız, olur biter. Böyle giderse siz seçilmiş olmanıza rağmen Zabıtalarla beraber bostanlarda karga kovalarsınız. Sayın Can Tabakoğlu, sen de karga kovalayan ilk belediye başkanı olursun.

"Bize laf değil, icraat lazım"

Başkan Özgür açıklamasının devamında; "Belediye Başkanı Can Tabakoğlu  geçen hafta benim de köyüm olan Satmazlı Köyü'ne geldi. Planları anlattı. Hoş geldi  sefa getirdi. Ancak umarız Satmazlı'yı da satmaya çalışmazsınız. Ayrıca Başkanın konuşması yine her zamanki gibi alakasız konulardan öteye bir sohbeti geçmedi. Önce bir soru  bombardımanı  ile başladı. ?Şu yasa hangi yılda çıktı? Şile'de kaç baraj var? Siz bunu biliyor musunuz ? gibi.

Köylü, Satmazlı Köyü ile ilgili konuşmasını beklerken Başkan  Tabakoğlu;   Akçekese Köyü'ndeki  evleri anlatmaya başladı. Sonra Alacalı'yı, Ağva'daki  havzaları, sonra Geredeli Barajı'nı. Yeniköy'ün kuruyan  deresini,  Erenler Köyü'nün havza durumunu anlattı. Sonra Şile ovasına getirdi sözü. İlginç olanı ise, sohbette bir de hikaye anlatması oldu.  Başından geçen gerçek bir hikaye. Başkan Tabakoğlu,  hiç üşenmemiş  ovaya  1x1 metre çukur kazdırmış. Bir gün sonra gitmiş oraya bir taş atmış.  Cuppp! diye bir ses.  

?Bu ne sulu mutlak bir tarım'. Bunu kim söyler:  DSİ. Sonra İl Tarım Müdürlüğü. Planları kim yapar: İBB. Peki başkan,  sen suya cup diye taş atmaktan başka ne yaparsın? İki saat konuştun, bir yaraya merhem olmadın. Tüm ev sahipleri, misafire ayıp olmasın diye susuyor anlamıyor musun? Bize laf değil icraat lazım. Büyük şehrin yaptığı planları anlatacağına, ciddi işlerle uğraş. Mesela köylünün sana sorduğu bir soru vardı. ?Satmazlı Köyü'nün Demircidere mevkiine alt yapı ve kanalizasyon çalışmaları yapıldı. Fakat planlarda bu alt yapının yapıldığı yerdeki 2B'lere ağaçlandırma alanı yapıldı. Buna karşın hiçbir alt yapısı olmayan köyün tamamen dışında kalan parsellere imar verildi'. Bu soruya cevap bekledi köylü. Başkan bu soruya cevap verme yerine her zamanki uyanıklığı ile başka konulara geçerek olayı geçiştirdi. Şimdi ben soruyorum: ?Başkan peki sorulan sorulara neden cevap vermiyorsun? İşine gelmeyen soruları neden geçiştiriyorsun?.

 "Elinizi çekin köylünün cebinden"

Köylerimizin muhtarlarına sesleniyorum: ?Dik durun. Vatandaşa gerçekleri söyleyin'. Başkanla köy suları konusunda polemik yaşadık. Köy suları ucuzmuş.  Bu indirim onların sayesinde olmuş. Onlar yapmış bu indirimi. Başkan,  sen köyleri pek tanımıyorsun. Sana bir kere daha söylüyorum. Bizim suyumuz bedavaydı, siz  paralı yaptınız. Köylünün mezarlığını da siz aldınız köylüden. Elinizi çekin köylünün cebinden. Köy Kanunu'ndaki Md. 13/21'de köy mesleklerinden sayılan köy sığırtmacı, korucu, köy bekçisi, danacı ve çobanların akıbeti düşündürücüdür. Çoban ve bekçilerin/köy korucularının hizmet süreleri ve hakları ne olacaktır? Çobanlarımız BAĞ-KUR'a göre, Korucular ise 5188 Say. Yasaya (Kamu işçisi veya daha çok özel güvenlik kapsamına) göre hareket etmeleri gerektiğini biliyorlar mı? Md. 16'ya göre uygulanan ?salma' gelirleri de lağvedilmiş olup ?imece' kültürü de tehlikeye atılmıştır. Md. 20'de, kurulan ?Köy Dernekleri', 1924'de çıkarılan 442 Say. Kanunla o dönem için ve hatta günümüz için çok gerekli, yerelde kurulan ilk Cumhuriyet STK`larının kapatılmasına hangi hükümet razı olabilir. Köy derneklerinin akıbeti ne olacaktır?

Başkan bir anısını anlatınca ben de size bir masal anlatayım: ?Bir köylü amcayı düşünün, dedesinden kalma  2B arazisine, mutlak tarım yapılır denmiş. İş güç  zaten yok. Parası da sınırlı. O yeri, gidiyor  noterde yok pahasına satıyor. Sonra sürekli yaşanan olaylar. Ama ayrıntılar çok önemli, Önce ampul emlakçı o yeri alıyor. Akabinde ampul emlakçı belediyede o planları değiştirtiyor, yeni toprak sahibi, bir şekilde ampul mimarı buluyor. Projeler hemen onaylanıyor  ve jet hızı ile ampul müteahhit oraya  binayı dikiyor. Sonra zavallı köylü amcanın oğlu askerden geliyor. ?Hani bana hani bana' diyor. Ehh ardından köye ampul teşkilat geliyor ve işsiz genci buluyor. ?Merak etme oğul, seni İSKİ'ye güvenlik görevlisi, olmadı taşeron firmaya temizlikçi olarak alacağım' diyor. Ama demekle kalıyor hiç bir iş bulunmuyor. Bu fidan gibi delikanlılara iş imkanı yaratamayanlara sesleniyorum; ?adalet bu mu?' Eşitlik bu mu? Evet birileri aşırı derecede kalkındı.  Bu dönemde görüyoruz, duyuyoruz, izliyoruz. Hatta bazılarının kendi işi haricinde müteahhitlik yaptığını da biliyoruz. Ama biz gücümüzü milletimizden alıyoruz, biz halkımızın emrindeyiz. Şile'de doğanlara, Şile'de doyanlara sesleniyoruz. 'Değişim şart' diyoruz" dedi.

İlçe Başkanı Hüseyin Özgür'ün önemli açıklamaları arasında dikkat çeken önemli detaylardan biri de; "Ahmetli Köyü'nde Beton Santrali ile ilgili, takipçisi olduğumuz, ancak şu an mahkeme safhasında olduğu için detaya girmediğimiz Beton Santrali ile ilgili oyun ve önümüzdeki günlerde orada yaşanan usulsüzlükler ile ilgili önemli açıklamaları yapacağız" şeklindeki sözleri oldu.  

 

 

 

 

Son Güncelleme: 17.03.2013 18:02
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
banner3