Ülkemiz özel televizyonlarının hemen tamamında diziler en büyük izleyici kitlesini oluşturuyor. Bu dizilerin tekrarları da günün gündüz saatlerinde seyirciye ulaşıyor. Bu diziler içinde bilgi ve eğitim verecek olanlar hemen hiç yok. Dizilerin çoğu birbirinin kopyası.

Üstelik dizilerin yayın süreleri de normal bir film gibi oldukça uzun…

***

Bir de özetlerin verildiği süreyi de eklerseniz en azından 2-3 saat dizi izlemek zorunda kalıyorsunuz… Gelelim işin diğer yönüne… Bu diziler içinde seyirci çeken, yani reyting alanlar ne yazık ki şiddet içeren, vurdulu, kırdılı, neyin ne olduğu, kimin kimi, neden öldürdüğü belli olmayan saçma sapan diziler… Ama bizim kültürümüz maalesef işte bu…

Sen ekranlarda bu vurdulu-kırdılı dizileri yayınlarsan ortalıkta da şiddetten geçilmez. Nitekim de öyle oluyor. Evlerde şiddet…. Okullarda şiddet… Sokakta şiddet… Tribünde şiddet… Sahalarda şiddet… Ve de Meclis’te şiddet… Meclisteki şiddet fiili olmasa da sözlü olarak gerçekleşiyor…

Alkol ve madde bağımlılığı olan kişiler kullandıkları maddelerin neden olduğu ruhsal etkiler sonucunda şiddet uygulamaya daha yatkın. Ancak alkol şiddetin esas nedeni olarak değerlendirilmemekte. Şiddet kullanmayı öğrenme sosyal öğrenme kuramına göre, şiddet, taklit yoluyla öğrenilen bir davranıştır. En önemli öğrenme kaynağı ise, şiddeti uygulayan kişinin kendi ailesidir. Çocuk istediklerini elde etmek için şiddetin etkin bir araç olduğunu öğrenir.

Kadın-erkek eşitliğinin olmadığı, kadının daha edilgen olduğunun kabul edildiği toplumlarda (bazı bölgelerimizde) erkek şiddeti kültürel kurumlar, siyasi ve ekonomik düzen tarafından pekiştirilir ve hoş görülür. Saldırganlığın erkeklerde cesaret, güçlü olma, enerji, ataklık anlamına geldiği, erkeğe başarı ve üstünlük sağladığına inanılır.

Öte yandan toplum, kadın saldırganlığını olumsuz karşılamakta; saldırgan kadınlar düşmanca duygulara sahip ve kavgacı kişiler olarak değerlendirilmekte. İşsizlik veya düşük gelir düzeyi ile beraberinde yaşanan stres ve imkanların kısıtlılığı da şiddet uygulama riskini arttırabiliyor.

Şiddet, günümüzde güçlüden güçsüze doğru uygulanmakta. Şiddetin amacı bir başka kişi üzerinde denetim sağlamak. Şiddet uygulayan kişi beklentileri karşılanmadığında bilinçli olarak kurbanının kendisine boyun eğmesini sağlayacak taktikler kullanır.

Ayrıca, polis dahil dışarıdan kişiler şiddeti, bir aile meselesi olarak görmekte ve müdahale etmemeyi tercih etmekte. Toplumumuzdaki insanlar anlaşmazlıklarını konuşarak çözme yeteneğinden yoksun oldukları için şiddete yönelmekte. Şiddet genelde, yoksul ve eğitimsiz ailelerde yaygın. Tabii buna geçim sıkıntısı da eklenince şiddet körüklenmiş oluyor. Yeni yılla birlikte başta ülkemizde olmak üzere şiddetin azalması, hatta tamamen yok olması temennisiyle…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.